Yeni bakanımızla birlikte 2023 Eğitim Vizyonunu gündemdeki sıcaklığını korurken, vizyon belgesinde hedeflenen insan modelimizin inşasına yönelik olarak derinliği ve (kısa vadede) eğitime katkısı pek anlaşılamayan güzel uygulamalar gündeme gelmeye başladı.  Bu uygulamalardan biriside Konya Milli Eğitim Müdürlüğünün “Okul Zillerimiz Susuyor” sloganıyla gündeme getirdiği uygulamadır. İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük sosyal medya üzerinden okullardaki zillerin susacağını ve bu kararın tarihi bir karar olduğunu belirterek, uygulamanın gerekçesini de; “çocuklarımızın zamanın öneminin farkında olmasını ve onu yönetmeyi okulda öğrenmelerini, çocuklarımızın öğretmenlerimizden “İyi Dersler” i duymalarını, Hasta, yaşlı, çocuk vb daha mutlu olmalarını istiyoruz..." ifadelerini kullandı.

       Bu uygulama eğitimci gözüyle değerlendirildiğinde çocukların gelişimine çok yönlü katkı sağlayacağı rahatlıkla söylenebilir. Zira, sorumluluk sahibi bireylerin yetiştirilmesi eğitim kurumlarının en önemli amaçlarından biri olmakla birlikte, bu amaca yönelik olarak en başta yapılması gereken şeyin kazandırılmaya çalışılan olumlu davranışların kalıcılığının sağlanmasıdır. Bu kalıcılığın sağlanması, uygulama süreçlerinde doğru usullerin(metod) devreye sokulmasıyla mümkün olabilmektedir. Usulün esasın niteliğini belirlediğini kadim kültürümüz, “'kem âlât ile kemâlât olmaz” deyişiyle özetlemiştir.

       Eğitim, bir davranış(olumlu yönde) değiştirme sürecidir. Uygulandığı haliyle eğitimciler literatürde  Pavlov tarafından geliştirilen klasik koşullanma ve Skinner tarafından geliştirilen Edimsel koşullanma yoluyla öğrenme kuramını da esas alarak öğrencilerde davranış değiştirmeyi sağlamaya çalışmaktadırlar. Teknik detaylar konumuz olmadığı için bilinen haliyle bu kuramların insan davranışların kalıcı değişimine ne derece etki ettiği hususunu analiz etmekte fayda var. Zira davranışçı kuramlar, davranış değiştirme sürecini organizmanın uyaran tepki ilişkisine indirger. Bireyde olumlu davranışların değişimi dışsal uyaranlar sayesinde, “şartlanma” ile şekillendirilir. Dışsal şartlanmalar, uyaran/ödül ve cezanın sürekliliği ile paralel giden bir eylemdir. Bireyde arzulanan ve kalıcı davranış değişimi ise, şartlanma ve dışsal uyaranlardan ziyade bireyin kendi iradesini kullanarak doğru davranışı gösterme çabası olmalıdır. Bu süreç ancak yaşantı içerisinde bireye sorumluluk vererek kalıcı hale gelebilir. Okul ortamlarında olumlu ve kalıcı davranış değiştirme için öncelikle dışsal uyarıcı ve motivasyonlardan daha çok, içsel motivasyonu ve beraberinde bireysel sorumluluğu geliştirici uygulamalara daha çok ağırlık verilmesi durumunda kişilik gelişimi sağlanabilir. Bu noktadan bakıldığında okullardaki zillerin devre dışı bırakılması olumlu bir uygulama olarak değerlendirilmelidir.

       Bu uygulamanın diğer bir faydası ise, çocuklarımızda “zamanı yönetme” davranışına sunduğu katkıdır. Bu katkı aynı zamanda, tüm okul personeli için de geçerli bir durumdur. Birey, ona sunulan sınırlı zamanı dışsal müdahalelerden ziyade kendi zihinsel çabası ve aldığı sorumluluk neticesinde kendisi belirleyebilmeli. Çünkü zaman sınırlı bir sermaye ve  birey bu sermayeyi kendisi en etkili bir biçimde planlayabilmelidir. Yaradan kutsal kitapta insanın zararda olduğunu belirtirken (Asr´a yemin olsun ki…) zamana atıfta bulur. Toplum olarak en zayıf yönümüzün zamanı yönetememe olduğu gerçeğini fark etmememiz gerekir. Batılı toplumlar zamanı yönetme hususunda oldukça becerikliler ki, her işlerini dakik yaptıkları gibi tüm yaşamlarını dizayn ederken “kariyer planlama” gibi becerileri daha okullarda öğrenmeye başlıyorlar. Zira başarı, evvela planlı yaşamakla, yani zamanı tasarlamakla mümkün olabilir. Zil sesinin kaldırılması uygulaması bu açıdan da faydalı bir uygulama olarak değerlendirilebilir. Davranışlar, yaşamı düzenleyen küçük ayrıntılarla kazanılabilir.

       Zil sesinin kaldırılması uygulamasının bir diğer faydası ise, gürültü kirliliğine sağladığı katkıdır. Okullarımızdaki zil sesleri çoğunlukla gürültü niteliğinde olup, hem çevrenin, hem personelin ve özellikle de çocukların beden ve ruh sağlığını, çevrenin huzur ve sükûnetini sürekli olarak bozmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak, haneleri okula yakın olan vatandaşlardan sürekli şikayetlerde gündeme gelmekteydi. Bu açıdan da bu uygulama faydalı olacaktır.

       Özetle denilebilir ki, söz konusu uygulama öncelikle eğitimsel açıdan faydalı bir uygulamadır. Fakat, yıllarca uygulanagelen ve eğitimle özdeşleşen bir uygulamanın kaldırılması ve yeni duruma alışılması süreci bir anda olabilecek bir şey değildir elbette. Geçiş sürecindeki olumsuzluklar sabırla beklenerek/yönetilerek yeni duruma geçiş rahatlıkla sağlanabilir. Uygulamayı destekliyor ve tüm okullara örnek oluşturan bu uygulamayı gündeme getiren Konya Milli Eğitim Müdürü Sayın Seyit Ali Büyük’ ü tebrik ediyoruz. Unutmayalım ki,  değişim evvela zihinde başlar ve yaşam içerisindeki en küçük ayrıntıların değişimiyle vücut bulur.    

Zafer Özer-Maarif Müfettişi