1593-1634 Sultanahmet'te doğup yaşayan Bekri Mustafa iyi hafızdı. Sarhoşluğun örneği ve Sarhoşların Şahı olarak tanınmıştır. Adı nice yüzyıllardır dillere destan olmuş hikayeleri kuşaklar boyunca dillerde dolaşmıştır.
Zaman zaman onun nükteli fıkralarına başvurularak toplumun içinde bulunduğu hal anlatılmaya çalışılır.
Biz de okuyucularımıza bugünkü makalemizin daha iyi anlaşılması için Bekri Mustafa’nın o meşhur “Bekri Mustafa Ayasofya’ya İmam Oldu” fıkrası ile başlamak istiyoruz.
“Bekri Mustafa yoksul bir Mahallede bir caminin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır. Fakat namazı kıldıracak imam ortada yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır. Ve başında kavuğu sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa'yı Hoca zannederek namaz kıldırmasını söylerler.
(Yok ben Hoca değilim) dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler, Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar.
Cemaat ölüye ne söylediğini merak eder, Bekri Mustafa gülerek cevap verir. Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun, eğer orada bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa imam oldu dersin, onlar durumu anlar dedim.”
İşte bu fıkra ile gayemiz “Kurumların ve Toplumun” neden ve nasıl çöktüğünü anlatmaktır.
Filozofların, düşünürlerin, sosyal bilimcilerin, erdemli toplum inşa eden liderlerin sebepler ve sonuçlar üzerine söyledikleri her çağda geçerliliğini korusa da Bekri Mustafa gibilerin hikayeleri meseleleri anlamamızı daha da kolaylaştırıyor.
O halde Zamanın Bekri Mustafaları ile bir ülkede kurumlar ve toplum nasıl çöker? sorusuna cevap arayalım o zaman.
*Siyaset bir zenginleşme aracı olarak görülüyorsa
*Aile bireyleri, akrabalar kayırılıp siyasete ve bürokrasiye dâhil ediliyorsa
*Söyleyecek sözü olmayanlara seçilme fırsatı veriliyorsa
*Bir zümrenin ya da bir grubun siyaset kurumunu ve devleti ele geçirmesine kayıtsız kalınıyorsa
*Aklın yerini iman; bilim, sanat ve düşüncenin yerini hamaset alıyorsa
*Devlet imkanları kullanılarak zenginleşmeye başlayanlar çoğalıyorsa
*Adaletsizlikler, hukuksuzluklar “din, vatan, millet, bayrak, şehitlik” ile maskeleniyorsa
*Hırsızlar, katiller ve mafya ödüllendiriliyorsa
*Sorgulayıp itiraz edenler susturulup hapse atılıyorsa
*Suçlular cezasız kalıyorsa
*Dalkavukların sayısı çoğalıyorsa
*Güçsüzler ve kimsesizler haksızlığa uğrarken susuluyorsa
*Devletin yağma ve talan edilmesine göz yumuluyorsa
*Ülke kötü yönetilirken "din, vatan elden gidiyor" nutukları atılıyorsa
*”Adaletsiz davranmayın, liyakatsize imkân vermeyin, devlet malını koruyun” diyenler "vatan haini, din düşmanı" ilan ediliyorsa
*Dini hassasiyetleri olanlar devlete ve topluma karşı işlenen suçları ve günahları örtbas ediyorsa
*Ulema yönetenlerin hukuksuzluklarına meşruiyet kazandırmak için fetvalar veriyorsa
*Bilim, sanat ve düşünce adamlarının yerine cemaat ve tarikatlar konuşuyorsa
*Akademinin yerini medreseler alıyorsa
*Beşeri ihmaller sonucu meydana gelen can ve mal kayıpları "kadermiş" deyip geçiştiriliyorsa
*Milli iradeye, demokrasiye, cumhuriyete savaş ilan ediliyorsa
*Toplumsal istikrar ve güven duygusu zedeleniyorsa
*Gazeteci, akademisyen, din adamı toplumu aldatıyorsa
*Liyakatin yerini sadakat, bürokrasinin yerini cemaat ve tarikat alıyorsa
*Dolaşımda yeni banknot sayısı çoğalıyorsa
*Ülke parası her geçen gün değer kaybediyorsa
*Çalışanların maaşları en büyük banknotlardan oluşan birkaç deste banknotla ödeniyorsa
*Piyasada günübirlik fiyatlar değişiyorsa
*Hane halkının aylık temel tüketim harcaması aylık gelir miktarını geçiyorsa
*İktidar uğruna maddi ve manevi değerlerden büyük tavizler veriliyorsa
*Bürokratik israf büyük boyutlara ulaşıyorsa
*Kamunun insan kaynağı ihtiyacı mülakatla karşılanıp liyakat iğdiş ediliyorsa
*Devlet yönetiminde seviye düşürülüyorsa
*Yönetenler üslubunu bozup kabalaşıyorsa
*Halk, vaat edilenlerin birer masal olduğunu görüyorsa
*Yönetenler ahlaksızlığı hırsızlığı, adaletsizliği, kamu malı ile zenginleşmenin haram ve günah olduğunu söylemekten ısrarla kaçınıyorsa
*Vaizler, imamlar, akademisyenler, gazeteciler ahlaksızlığı ve ahlaksızları bile isteye övüyorsa
*Toplum bilim yerine safsatalara kulak vermeye başlıyorsa
*Kamunun imkanları ile kendilerine konforlu bir hayat kuran BEKRİ MUSTAFALAR(!) kurdukları düzenin değişmesinden endişe ediyorsa;
biliniz ki kurumlar ve toplum tamamen çürümüş ve değişim kaçınılmaz olmuştur!