Kültürel değişimin hızlanmasıyla örf ve adet, gelenek, nizam vb. birçok alanda farklılıklar gözle görülür derecede artış gösterdi…

Aile içi sevgi ve saygıda, adap ve edepte ciddi değişimler görülüyor… Küçüğün büyüğe, büyüğün küçüğe olan saygı ve sevgisinde dönüşümler görülüyor…

Oturmasını kalkmasını bilen bir toplumken, gerçekleşen kültürel değişimle üzüntüyle ifade etmem gerekir ki, geçmişin o güzel esintisi mazide yaşanmış bir esinti olarak kalacak!

 Atamızdan bize kalan mirasa sahip çıkamadık! En büyük ümidimiz olan öğretmenlerdi ama maalesef öğretmenler de bu akıma kapıldı!

Evet, maalesef ama maalesef öğretmenler de gerçekleşen kültürel değişime yenik düştü!

Arada birkaç direnç gösteren olsa da yeteri kadar etkili olamadıklarını dışarı çıkınca görebiliyoruz…

Özellikle kılık kıyafet serbestliği ile öğretmenler ne yazık ki öğrencilere kötü örnek oldular, oluyorlar…

Özümüze, kendimize, bölgesel yapımıza uymayan ne varsa aldık ve tatbik ediyoruz… Öğrencinin okulda örnek alacağı neredeyse kimse kalmadı… Kalanlar da etki alanları dar olduğundan yetersiz…

Bana “dar kafalı, gelenekselci, modernizm karşıtı “ diyenler çıkacaktır ama bilmeleri gereken şu ki, asıl olan özümüzdür… İç dinamiklerimizden uzaklaşıp batının kültürünü taklide kalkışmak öz sermayemiz olan kültürümüze hakarettir!

Modern dediklerimiz şu an özümüze dönmeye çalışırken ve özümüzü anlatırken sanki yeni bir şeyler keşfetmiş gibi büyülü ve süslü cümleleri kitaplarında anlatırken, biz onların bırakmaya çalıştığı kültürlerini öve öve bitiremiyoruz!

Kıymetli öğretmenler;

Siz bu ülkenin ya destan yazanları olacaksınız ya da hüsran yaşatanları… Tercih sizindir… Yarın öbür gün öğrenciler bizi saymıyor, küfürler ağızlarından eksik olmuyor, saygı diye bir şey kalmadı, keyfe keder bir gençlik yetişiyor demeye başlarsanız ki, başladığınızı da biliyorum, o zaman aynaya bakıp ben ne yaptım diye kendinizi sorgulamalısınız…

Önce üstünüzdekinden sonra da ağzınızdan çıkanları gözden geçirip muhakeme ediniz…

Okullarda öylesine muhterem ve muhteşem öğretmenler var ki, insanın o öğretmenlerin ellerinden den öpesi geliyor!

O muhteşem ve tarihe not düşülecek öğretmenleri herkes parmakla gösteriyor… İyinin az olduğu bir dönemin içindeyiz… Aile kavramının yok olmaya yüz tuttuğu bir zamandayız…

Çocuğun ebeveynlerine ve anne ve babanın çocuğa yaklaşımının olağan dışı olduğu bir asırdayız maalesef!

Aile danışma merkezleri, evlilik danışma merkezleri, evlilik terapileri vb. birçok meşgalenin çıkış sebebi aile kavramının değişim göstermesinden kaynaklanıyor ve buna öncülük edecek muallimin olmayışından kaynaklanıyor…

Öğretmen, bir ülkenin mihenk taşıdır… Değişim ve dönüşüme öncülük edendir… Neye ve kime hizmet ederseniz o minvalde değişim ve dönüşüm olur…

“Hayır efendim, abartıyorsunuz, bizim sihirli değneğimiz yok…” gibi çıkış cümleleri de bahanelerin arkasına saklanmaktan başka bir şey değildir…

Tarihi menkıbelere, hikâyelere, romanlara… İyi bakın… Bir insanın neler değiştiğine şahitlik edeceksiniz… Ve gerçekle yüzleşip kendinizi muhakemeye çekeceksiniz…

Okumuyoruz ve okumaktan aciz bir toplum olduk!

Buna öncelik edecek öğretmenler çok çok az…

Ne yapacağız diye bir soru yok!..

Herkes ne yapması gerektiğini iyi biliyor…

Bir ülke fethedilince önce yöneticiler daha sonra da eğitim müfredatı değiştirilir… Çünkü toplumu değiştirecek en büyük enstrümanın eğitim olduğunu fethedenler çok iyi bilir…

Bilmem anlatabildim mi?

 Dönüşümde öğretmenin başrol oynadığını bilmeniz gerekir…

Evet, şu an olumsuz dönüşümde öğretmenler başrol oynuyor… Ve sürecin ilerlememesi için üst yöneticilerin öncelikle kılık kıyafet düzenlemesini şekillendirmesi gerekir…

Bu böyle devam edemez, etmemelidir…

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN