Hayatı sıradanlaştırmak, “haybeden” bir şeyleri elde etmek, çabalamak istememek, elde edilmemiş bir şeyi sanki hakkıymış gibi elde etmek istemek…

Bir öğreticinin talep edeceği şeyler değildir ve hiçbir öğretmene yakıştırmıyorum!..

Tüm meslek gruplarına bakın… Kariyer aşamalarına geçiş süreçlerine bir göz atın… Sınavsız bir geçiş var mı yok mu diye bakın…

Mesela, TIP’ta yükselme TUS sınavıyla olur… Sınava doktor olmuş hemen herkes girer…

Kazanamayan doktorlar “ben yandım, kül oldum” demiyor… Sınava tekrar hazırlanıp daha donanımlı bir şekilde sınava girmeye çalışıyorlar…

Kimse onları yadırgamıyor da…

Hakim olmak isteyen hukukçular sınava girer… Kontenjan azlığından çoğu hakim olamaz; ama hiç biri ağlayıp sızlamaz…

Birçok meslek grubu için örnek verebilirim…

Kaygılanmaya ve duygusallık yapmaya gerek yok!..

Çabasız bir hak, hak değildir… Dinen de caiz değildir… MEB bakanını yürekten destekliyorum… Ve hiçbir şekilde geri adım atmamalıdır…

Sendikaların çabalarını anlıyorum… Toplu sözleşmede yaşattıkları hezayanı kariyer sınavını kaldırarak örtmek istiyorlar… Ama nafile bir çaba…

Kıymetli öğretmenler…

Gelecek nesli muassır medeniyetlerin ötesine çıkartacak ve yönlendirecek sizlersiniz… Örnek olacaklar da sizsiniz…

Siz, önünüze konulacak  bir sınava bu denli tepki gösterirseniz sizin yetiştirdiğiniz ve yetiştireceğiniz öğrenciler kim bilir neler yapar…

Bari siz yapmayın!..

Hayat müşterektir…

Herkes sistem dahilinde kariyer basamaklarını geçmek zorundadır… Bu aşama için neden sorusu sorulmaz, sorulmamalı…

“Hak edilerek kazanılan bir şey, haksız olarak kazanılan çok şeyden üstündür.” ( Hz. Muhammed (s.a.v)

Cenap Şahabettin der ki;

“Hak ve kuvvet, kılıçla kın gibidir; İçinde kılıç olmayan kına kimse hürmet etmez.”

Bilginle elde edemediğin bir şeyin kıymeti yoktur. Öyleyse, itiraz etmenin, öfkelenmenin, kaygılanmanın da kıymeti harbiyesi yoktur…

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN