Türkiye’de her şey düzelir ama MEB düzelmez… Düzelmesi için çok ama çok çalışılması gerekir… Her gelen iktidar MEB’i değiştirme parolasıyla geldi ama düzelmedi ve düzelmiyor maalesef!..

Beni bu kadar karamsar yapan MEB’in sabit ve  sistemli bir eğitim politikasının olmayışıdır… Bu güne kadar gelen her bakan kendi eğitim politikasını uyguladı ve çoğunlukla başarısız oldu…

Görev yapan bakanların hemen hepsinin ilgilendiği konu başlıklarına bakarsak;

Öğretmen ataması

Okullların fiziki koşulları

Projeler

Yeni eğitim sistemi

Sınav sistemi

Gibi gibi gibi…

Geriye dönüp baktığımızda olağanüstü bir değişim göremiyoruz…

Eğitimin temel dinamiği öğretmendir… Öğretmen, öğrenciyi yönlendiren ve dönüştürendir…

Öğretmenin maddi ve manevi açıdan iyi olması gerekir…

Kafası dağınık, yarın ne olacağını kestiremeyen, sürekli düşünen bir öğretmen asla ama asla başarılı olamaz!..

Ülkemizde yaklaşık elli bin ücretli öğretmen var… Ve bunların hepsi ek ders ücreti karşılığında çalışıyor… SGK primleri çalıştıkları gün kadar yatırılıyor… Kadrolu bir öğretmenin tüm haklarından da mahrumdurlar…

Böyle bir öğretmen profili!..

Başarı gelir mi? Başarılı olmasını beklemek ne kadar doğrudur?..

Ücretli öğretmen, ailesini nasıl geçindireceğini mi düşünsün, yerine gelecek kadrolu öğretmenin geleceği günü mü düşünsün, dönem sonu gireceği KPSS sınavını mı düşünsün!..

Kafası karışık ve dağınık bir ruh haliyle derse giriyor!..

Bir dönem derse giriyor, diğer dönem KPSS’ye çalışmak için okulu bırakıyor… Öğrenciler tam bir öğretmene alışmışken, öğretmen onları bırakıp gidiyor…

Şimdi bu okulun fiziki koşulları, teknolojik altyapısı, aktivite alanları mükemmel olsa ne olur! Öğretmen olmadıktan sonra o okul hiçbir işe yaramaz!

Öğrenciler öğrenme ihtiyaçlarından mahrum bırakılıyor…

Bu ucube öğretmen tanımlamasından vazgeçilmelidir… 

MEB’in ülke hayrına ve geleceğine yapacağı en büyük yatırım ÖĞRETMEN ÇEŞİTLİLİĞİNİ ORTADAN KALDIRMAKTIR!..

MEB,bunu yaparsa en büyük hayrı işlemiş olur…

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN