SORUN'LU TİPLERİN SORUMSUZLUĞU

İstiyoruz, evet!

Verdiklerini değil, vermediklerini istiyoruz.

İstemiyoruz, evet!

Vermediklerini değil, verdiklerini istemiyoruz.

Kaçıyoruz, bizi kovalamayan kim varsa, hepsinden, her şeyden kaçıyoruz.

İyiliği başkası yapsın, başkası koysun elini taşın altına, başkası ölsün bana ne!

Armut ağacı neden kiraz vermiyor meselâ?

Kışın Güney Kutbunu ısıtan güneş neden bizi ısıtmıyor?

Vergi vermesek de her türlü iş hiç aksamadan yapılsa?!

Askere gitmesek ama rahat uyuyor olsak?

Alacağımız hiçbir şeye zam gelmese ama sürekli zamlı maaş alsak?!

Herkesi eleştiri yağmuruna tutma gibi özgür bir yanımız olsa ama hiç kimse bizi eleştirme cüretinde bulunmasa? Malum bizim eleştirilecek neyimiz var ki?

Sürekli korku pompalayarak yaşasak,

Etrafımızdaki herkesi bunalıma soksak,

Dünyanın sürekli uçuruma doğru yuvarlandığından söz etsek,

Çalıştığımız, yönettiğimiz herhangi bir yerde basit bir soruna çözüm bulmakta aciz iken bizi yönetenlerde sıfır hata beklentisine girsek,

Yapılan iyi işleri desteklemekte kör ama yapılmayanlara bakarken gözlerimizi faltaşı gibi açsak ve kimse bize bu konuda hiçbir şey demese.

Şu satırları yazarken bile boğuldum değerli dostlar.

Etrafımızda o kadar fazla ki artık bu tür insanlar.

Nereden besleniyor, ne yiyip ne içiyorlar anlayamıyorum.

Sadece soruna odaklanarak nasıl yaşanır?

Niye çözüm taraftarı olmazlar?

Sürekli eleştiri neye yarar? Kimin hangi sorununa çözüm bulmuş olurlar?

Elini taşın altına koy deyince ''İlk önce başkası koysun, onlar benden daha iyi durumda'' demek sorumluluğu başkasına atmak, insan olmak için yeterli mi?

Memlekette savaş olsa, önce şu imtiyaz sahipleri gitsin sonra biz gidelim mi denir?

İmtiyaz sahibi olmak için varını yoğunu seferber et olamayınca da her işi onlara yükle!

Benim mi kafam basmıyor?

Adil olmak; sürekli eleştirmek, suçu ve sorumluluğu başkasına atmak mı?

Gerçekten anlam veremiyorum...

Bir son vermeli değil mi sorun'lu tipler sorumsuz davranışlarına?

Mustafa Süs