Muteber Öğretmen

Hiç unutmam bundan yıllar evvel…

Bir hocamız vardı, emekli olmuştu.

O emekli olduktan sonra tanışmıştık.

Günlerden bir gün bir yerde karşılaştık. Karşılaşınca elini uzattı, tokalaştık.

Ben yaşına hürmeten elini öpmek için eğildim.

Büyüklerin eli, öpülür, büyükler de elini öptürmez, elini geri çeker düşüncesiyle ben de hızlıca eğilince o da elini ağzıma doğru götürünce dişlerime elinin üstü değdi neredeyse dişim kırılacaktı…

Şimdi yazarken zorlandım olayı, yaşarken ne çektiğimi siz düşünün…

Ardından dedim ben bugüne dek kimseye elimi öptürmedim, el öptürmemek, mütevazılık kılıfına büründürülen kibirlilik alameti değil sakın yanlış anlaşılmasın, sevmem elimin öpülmesini, kendimi layık görmem bu duruma.

Hem insanlar benim elimi öpmek zorunda mı da elimi ağızlarına dişini kıracak şekilde götürüyorum.

Herkesin yaşam tarzına saygı gösterelim eyvallah da bu herkesi aşıp sanki başkasının da yaşam alanına giriyor gibi…

Kendi elini öpsen neyse, başkasına da el öptürüyorsun.

Uzattığımın farkındayım, “aküyü çaldın bari kaputu açmasaydın” olayına döndü…

Döndü dönmesine de…

Öğretmenler günü gelmiş gibi görünüyor hâlihazırda.

Öğretmenler günü öncesi şu sınıf annelerine birileri bir ayar versin.

Kimse kimseye hediye almak zorunda değil.

Herkes sınıf anneleri kadar fazladan imkana sahip değil. (Nedense “genelde” zenginlerden seçilir sınıf anneleri)

Her şeyden önce, sınıf annelerini öğretmenler uyarmalı…

Net olarak duruşlarını ortaya koymalılar.

İstemem yan cebime koy demeden…

Ben hediye istemiyorum arkadaş demeliler.

İllâ hediye alacaksan, parayı topla Gazze’deki bedeni parçalanan bebeklere gönder demeliler…

Yarış atı gibi velileri hediye yarışına sokmamalı insanlar.

Bakanlık da olaya bir şekilde müdahale etmeli.

Öğretmenin alacağı üç kuruşluk hediye, kaybettiği itibar milyarlarla ölçülemez.

Ne kadar para harcarsan harca kaybettiğin itibarı yerine getiremezsin.

Evlerine giderken poşet poşet hediyeyi okuldan alıp arabaya koyan öğretmenlerin evlerine varınca aynaya bakması lazım.

Bu hediyeleri hangi çocuk hani imkanlarla aldı acaba diyerek…

Öğretmen ağır, vakur, kendini bilen bir duruş sergileyerek muteber olur.

Çok kıymetli öğretmenler de tanıdım, hiçbir şekilde hediye kabul etmeyen, onları ayakta alkışlıyorum.

Unutmayın!

Elini öptürmek için dişlerimizi kırmaya yeltenen öğretmenin itibarı yerle bir olur.

Mustafa Süs