Bir ülkenin muasır medeniyetler seviyesine çıkmasındaki ilk temel etken eğitimdir. Eğitimli gençlerin sayısının artması, o ülkenin çehresini değiştirir ve diğer ülkelere de ilham kaynağı olur…

Eğitim, bir insanın kendini ifade etme gücüdür…

Aynı şekilde, bir ülkenin kendini ifade etme gücüdür de…

Eğitimin gücü tartışılmazdır…

İyi bir eğitim, iyi bir denetimle sağlanır. İyi denetim de vicdan sahibi insanlarla sağlanır… Aldığı maaşın hakkını vererek çalışan ile sağlanır… Bir okulun müdürlük koltuğunda oturup müdürlük taslayarak değil, okul içi sorunları yerinde tespit ederek anında müdahale ile sağlanır…

Müdürlük vicdan işidir… Tembel bir öğrencinin bile kazanılması için var gücüyle çalışmaktır… Yorulmadan ve sıkılmadan tüm sorunları minimuma düşürme çabasıdır…

Her öğretmenle yakından ilgilenip, sorunlarını dinleme sanatıdır… Yardımcılarını motive ederek, daha verimli çalışmalarını sağlamaktır… Öğrencilerin sorunlarını dinleyebilmektir…

Velhasıl, okulun tüm sorunlarıyla yakından ilgilenebilmektir müdürlük…

Bir okulda okul kursları menfi yönde kullanılıyorsa…

Öğretmenler zamanında derse girmiyorsa…

Yapılan sınavlarda okul başarılı olmuyorsa…

 Bir rehber öğretmeni görevini hakkıyla yapmıyorsa…

 Öğretmenler laubali davranışlar sergiliyorsa…

O okul müdürünü elini vicdanına koyup düşünmelidir ve hatta hiç durmadan o görevden istifa etmelidir…

Ben bu işin hakkını veremedim, faydadan çok zararım dokundu deyip, o görevi hakkıyla yapacak başka birine devretmelidir…

Bunu düşünemiyorsa ve tüm olumsuzluklara rağmen “ben başarılı bir müdürüm” diyorsa, yetkili mercilerin gereğini yapması gerekir…

MEB bizim geleceğimizdir ve geleceğimize hendek kazanları ayıklama zamanıdır…

Hiçbir şekilde şu benim yakınımdır, şu benim siyasi görüşüme yakındır v.b. demeden kimsenin gözünün yaşına bakmadan anında görevden alınıp, yerine işin hakkını verecek birini getirilmesi gerektiğine inanıyorum…

Ve bunu yapacak yetkililerin de görevde olduğunu düşünüyorum…

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN