Öğretmene iadei itibar verilmeli

Öğretmenlerin düştüğü acınacak durumdan memnun olan kimse yok. Kime sorarsanız sorun, ‘öğretmen kimsenin şamar oğlanı değil’ der.

Öğrencisi de aynısını düşünür, velisi de aynısını düşünür, okulla alakası olmayan insanlar da aynısını düşünür.

Milli Eğitim’in en üst yöneticilerinden en alt kademedeki yöneticilerine sorun onlar da birkaç kendini bilmez öğrencinin ve velinin maskarası haline gelen öğretmenin düştüğü bu kötü durumdan rahatsızdır.

Şu sıraladığım başlıklarla eğitim yönetilemez hale geliyor:

“Uygulanabilir olmayan disiplin yönetmeliği,

Ortaokuldan sonraki zorunlu eğitim,

Öğretmene uygulanan şiddetin cezasız kalması,

Her önüne gelenin öğretmeni şikâyet etmesi,

Şikâyetler neticesinde öğretmenin psikolojisinin bozulması,

Öğretmene yapılan iç ve dış baskılar.”

Bunlar öğretmeni itibarsız hale getiriyor, bu gidişata dur demenin vakti geldi, geçiyor…

Eğitimin yönetilememesi kimin işine yarar Allah aşkına?

Zorunlu eğitimi 4+4 yapmak daha akıllıca değil mi? Zorla okula getirilen çocuğun okulda sorun çıkarmayacağını düşünen varsa saftır.

Disiplin yönetmeliği öğrencinin aleyhine olsun istemiyoruz, adil olsun, uygulanabilir olsun istiyoruz. Çalışma barışı için ve eğitim ortamının düzen ve intizamı için istiyoruz.

Başarılı olan öğrencilerin hakkını gasbetmeye kimsenin hakkı yok.

Okula otomatik tüfekle gelip öğretmene saldıranlara neden caydırıcı ceza verilmez? Hangi hukuk sisteminde vardır bu düzensizlik?

Öğretmeni mesnetsiz iddialarla şikâyet edenler, iddialarını ispat edemeyenler neden bunun bedelini ödemezler de herkesin rahatça şikâyet etmesine zemin hazırlarlar?

Haksız yere şikâyet edilen öğretmenin derste verimli olması nasıl beklenir?

İddiasını temellendiremeyen herkesin bedel ödemesi normal bir istek değil midir?

Öğretmenlere baskı yapan, ders programı ile öğretmeni dize getirmeye çalışan yöneticilere neden dur denilmez?

Öğretmen sadece ekonomik konularda değil itibar konusunda da devletinin desteğini arkasında görmek ister.

Sadece öğretmen değil, suç teşkil etmeyen bir uygulama sonucu görevden alınan okul müdürü de, devletinin desteğini arkasında görmek ister.

28 Şubat’ta olduğu gibi bir takım karanlık odakların istediği türden bir uygulama yanlış olmuştur.

Toplumun milli ve manevi değerlerine karşı hoyratça saldıranlara bir şey olmazken, değerlerimize uygun tarzda hareket edenlerin görevden el çektirilmeleri vicdanlarda kalıcı yaralar bırakır. Şükür ki görevine iade edildi. Bu tür konularda yetkililerin daha duyarlı olması, toplumun sinir uçlarıyla oynamaması gerekir.

Bu tür yanlışlardan dönülmesi ve yanlış uygulamalara devam edilmemesi toplumun en önemli beklentisidir.

Milletimizle devletimizin arasındaki makas açılmamalıdır.

Milleti devletine küstüren her türlü uygulamaya son verilmeli.

Mustafa SÜS