Türkiye’nin eğitim atmosferine bakıp bu soruyu cevaplarsak, MEB’in düzelme ihtimali beklenen mehdinin gelme ihtimali kadar olur…

Eğitimin neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor…

Yıllardır süre gelen bir sistemsizlik var… MEB’in kendine has bir stratejisi yok… Ve aynı zamanda kendine has bir otoritesi de yok…

Geçmişten bugüne gelen hükümetlerin yapboz sistemleriyle MEB şekillendirilmeye çalışılıyor…

Geriye dönüp onca hükümet ne yaptı diye baktığımızda, koca bir hiç yaptıklarını görüyoruz… Tek yaptıkları şey yapılanı bozmaktır…

Eğitim, bir milleti şekillendirendir, muassır medeniyetlerin üzerine taşıyandır, ilme ulaştırandır…

Ve aynı zamanda topyekün bir milleti cehaletten kurtarandır…

Bu denli mühim olan bir kurumun birileri tarafından sürekli yapboz olarak kullanılması kelimelerle ifade edilemez…

Her gelen iktidar “ben en iyisini bilirim” düsturuyla hareket ediyor…

Ne anladıklarına bakıldığında bu güne kadar hiçbir şeyin doğru gitmemesinden hiçbir şeyi bilmedikleri anlaşılıyor…

MEB, siyasete alet edilecek bir kurum değildir… Devletin kendine has bir sistemi olmalıdır… Her daim bir zaruriyet olarak görülüp en öncelenmesi gereken kurum MEB olmalıdır…

İyi bir gelecek iyi bir eğitimle olur… iyi bir eğitim ise iyi bir sistemle olur…

Hayatımızın her aşamasında planlama olmadan başarıyı yakalayamadığımız gibi kurumsal olarak da sistem olmadan başarı olmaz…

Peki, MEB nasıl düzelir?

Öğretmen atama sistemi topyekün değişmelidir.

Ders kitaplarının tamamı revize edilmelidir.

Eğitim fakülteleri dışında öğretmen alımı ve hakkı tanınmamalıdır.

Öğretmen okulları yeniden açılmalıdır.

Referans sistemi yerine liyakat gelmelidir.

Haftalık ve günlük ders sayıları revize edilmelidir.

Veliler okullardan uzaklaştırılmalıdır.

Öğretmenin değeri artırılmalıdır.

Öğretmen maaşları makul seviyede olmalıdır.

Okul dışında öğretmenlerin başka bir yerde çalışması engellenmelidir.

Ve daha sayamadığım önem arz eden birçok husus gözden geçirilerek revize edilmelidir…

“insan eğitimle doğmaz ama eğitimle yaşar” sözünden hareketle hayatımızın her aşamasında var olan eğitime dört elle sarılıp gelecek neslin müreffeh yarınları için uygun bir zemin oluşturmak temel görevimiz olmalıdır…

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN