Kamudanhaber Özel haber

Ahmet Devrim Kaya

“Gözler; ülkenin en büyük memur konfederasyonları olan KAMUSEN ve MEMURSEN Genel Başkanlarına çevrildi. Fakat; ne KAMUSEN Genel Başkanı Önder Kahveci’den ne de geçtiğimiz günlerde Ulusal bir tv kanalında; ‘Emperyalist Tapınağın Kapitalist Şövalyeleri!’ ne karşı kahramanca bir duruş sergilediği ifade edilerek, “Hakiki Komünist” olarak nitelendirilen Ali Yalçın’dan bir ses çıkmadı.”

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ne sendikalar tepki gösterdi. Türk-İş, Hak-İş ve DİSK tarafından yapılan ortak açıklamada 25 yaş altı ve 50 yaş üstündeki çalışanlar için belirli süreli sözleşmelerin iki yıla kadar koşulsuz olarak yapılmasına imkân veren düzenlenmenin TBMM’den geri çekilmesini talep edildi.

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK Genel Başkanlarının ortak yaptığı açıklamada:

TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK olarak TBMM gündeminde olan torba yasa teklifinin çalışma hayatına ilişkin düzenlemelerinden duyduğumuz ortak kaygıyı ve teklifin yaratacağı sakıncaları kamuoyu ile paylaşıyor ve teklifin İş Hukukuna esneklik getiren hükümlerinin TBMM gündeminden geri çekilmesini talep ediyoruz…

…25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların hiçbir şarta bağlı olmaksızın belirli süreli iş sözleşmesi ile (geçici işçi olarak) istihdam edilmesi sonucunda kıdem ve ihbar tazminatı gibi haklardan yararlanamamaları büyük haksızlıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Yaşa bağlı olarak getirilecek bu düzenleme çalışanlar arasında ayrıma yol açacaktır. Çalışma düzeni ve sosyal adaletin bozulmasına neden olacaktır. Ülkemizde belirsiz süreli iş sözleşmesi esasına dayalı olarak düzenlenen iş hukuku düzeninin alt üst olmasına yol açacaktır. Ayrıca yaşa bağlı olarak getirilen bu ayrım Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Kanun Teklifinde 25 yaş altında olup 10 günden az çalışma günü olan çalışanlara yönelik bir düzenleme yer almaktadır. Bu teklifle, 25 yaş altındaki işçilerin uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin ödemelerinin yapılması yükümlülüğü ortadan kaldırılmaktadır. Bu teklif çalışanların işsizlik, malullük, yaşlılık, ölüm, iş kazası, meslek hastalığı ve analık gibi hayati öneme sahip haklardan yararlanmasını ortadan kaldıracaktır… ifadelerine yer verildi.

“Üç işçi konfederasyonu olarak işçilerin başta kıdem tazminatı ve sosyal güvenlik hakları olmak üzere Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış haklarına zarar vereceğini düşündüğümüz bu teklifin geri çekilmesini talep ediyoruz.” açıklamasını yaparken;

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik twiter hesabında: “İstihdam paketi” adıyla yandaşlar aracılığıyla meşru bir görüntü vermeye çalıştıkları bu yasanın asıl amacı; işçileri asgari ücretten daha düşük bir ücretle, güvencesiz, kıdem tazminatı hakkı, SGK hakkı, emeklilik hakkı olmadan çalışmaya razı etmektir.” açıklamasıyla işçi konfederasyonlarına destek verdi.

Gözler; ülkenin en büyük memur konfederasyonları olan KAMUSEN ve MEMURSEN Genel Başkanlarına çevrildi. Fakat; ne KAMUSEN Genel Başkanı Önder Kahveci’den ne de geçtiğimiz günlerde Ulusal bir tv kanalında; ‘Emperyalist Tapınağın Kapitalist Şövalyeleri!’ ne karşı kahramanca bir duruş sergilediği ifade edilerek, “Hakiki Komünist” olarak nitelendirilen Ali Yalçın’dan bir ses çıkmadı.

Çalışan kesimin iş birliği ve dayanışması adına her iki genel başkanın da işçi konfederasyonlarına bir destek twiti bile atmaması Türkiye’de sağ kesimin memur sendikacılığına bakışını bir kez daha gözler önüne serdi.

Bugün; çalışan kesimin, temsilcileri olduklarını iddia ettikleri proleter kesimin yanında olmayacaklarsa; ne zaman yanında olacaklar? Sağ kesimin memur sendikaları, temsil ettikleri tabanla sınıfsal bir kopuş yaşıyorlar. Yaşam tarzları, yaşayışları, ilişkileri, oturdukları mahalleler, yemek yedikleri restorantlar, kıyafetleri, bindikleri otomobiller, ayakkabıları, entelektüel görünmek için boyunlarına bağladıkları fularlarla uzun zaman önce bir üst sınıfa atlamışlardı. Artık, Yeşilçam filmlerinin zengin kız, fakir oğlanı misali ayrı dünyaların insanları oldular. Kültürel konularda hamaset yapıp tabanın gazını alan bu sendikalar maalesef özlük hakları noktasında sınıfta kaldılar. Kültür sendikacılığına demir atıp; kendilerinin bile okumadığı bol bol yayın çıkardılar. Gerçek anlamda bir kitlesel hareket sendikacılığı yapamadılar.

Zaten, bizim de onlara sendikacı dediğimiz yok!

Ahmet Devrim Kaya