SURİYELİLER DE ÇOK OLMAYA BAŞLADI!!!

Suriyelileri ülkemizden kovmanın vakti geldi de geçiyor.

Yeter artık ülkemizi sömürdükleri.

Yeter artık rahatımızı kaçırdıkları.

Biz ne güzel yaşayıp gidiyorduk, onlar geldiler ekmeğimizi çaldılar, evimizi, arabamızı satmak zorunda kaldık.

Tarlalarımıza üşüştüler, ne ekersek yarısını onlara vermek zorunda kalıyoruz.

Çocuğumuza alacağımız kıyafetten bir tane de Suriyeli çocuklara almazsak suç!

Maaşımızın üçte birinin devlet, Suriyeliler için kesiyor.

Okulları Suriyeliler doldurduğu için çocuklarımız okullara gidemiyor. Devletin ücretsiz dağıttığı kitaplar Suriyeliler yüzünden paralı oldu.

Biz ahlak seviyesi yeterince yüksek bir toplumduk.

Asla hırsızlık yapmazdık, devletin malına göz dikmezdik, kaçak yapılar yapmazdık, vergi kaçırmazdık, torpille falan işimiz olmazdı, makamlar karşısında eğilip bükülmezdik, bir duruşumuz vardı, nankör değildik, komşularımızla falan süper geçinirdik, tarlalarımızda sınır genişletme çabasına hiç girmez, her işimizde haktan hukuktan yana olurduk.

Batıya özenti bir toplum olmadık hiç biz zaman.

Batının değerlerini bünyemiz kabul etmedi.

Çocuklarımızı evlendirirken lüksten, şatafattan hep kaçınırdık.

Çocuklarımızı büyütürken onları evrensel ahlak kurallarına göre yetiştirirdik.

Biz öyle bir toplumduk ki…

Tüm dünya bizi örnek alırdı.

Ama ne olduysa oldu, savaşı bahane eden Suriyeliler ülkemizi istila ettiler.

Ve o gündür bu gündür bozulmaya başladık.

Alışveriş merkezleri hafta sonları sinek avlıyor, yollarda lüks tek bir tane arabaya rastlayamıyoruz.

Çay bahçelerinde çay satışları durmuş çay ocakları durumu kurtarmak için elli kuruşa çay satmaya başlamış.

Lüks lokantaların hepsi kepenk kapatmış, marka mağazalar teker teker ülkemizi terk etmiş durumda.

Suriyeliler de durumdan vazife çıkarıp ülkemizi terk etmeli hemen şimdi.

Savaş mı varmış?

E gitsinler savaşsınlar canım…

Ama savaş göğüs göğüse çarpışma değilmiş, dost düşman belli değilmiş, kimyasal gazlar kullanılıyormuş, uçaklardan bombalar atılıyormuş, tampon bölgeler hariç her yerde savunmasız insanlar genç yaşlı demeden öldürülüyormuş?

Olsun, gidip ölsünler…

E hani biz misafirperverdik?

Tabii ki misafirperveriz, o ayrı bu ayrı…

Hatırlıyor musunuz, eskiden kardeşlerimiz okumaya gidince onları abisi, ablası evinde barındırırdı, tamam yaşam alanları kısıtlanırdı ama kimse de ses etmezdi, içine atar, Allah’ın bir emaneti derdi…

Şimdi kaç kişinin evinde kardeşi var?