İstanbul ve çevresindeki Marmara Bölgesi, uzun bir süredir deprem riski altında bulunuyor. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, konuyla ilgili yaptığı uyarılarla ve verdiği bilgilerle dikkatleri çekiyor. Prof. Dr. Görür, olası İstanbul depremi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Naci Görür, TV5 kanalındaki bir programda olası Marmara depremi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. "Bu depremin mutlaka olacağı ve geleceği kesin" ifadesiyle, gelecekte yaşanması muhtemel büyük bir depremin önemine vurgu yaptı. Yer bilimcisi, İstanbul'un halen depreme karşı yeterince hazır olmadığını da belirtti.

Görür, olası İstanbul depreminin tarihini tahmin etmenin pek de önemli olmadığını dile getirerek, "Zamanlama bence hiç önemli değil. Bu asıl hedeften uzaklaşmak anlamına geliyor. Ben desem ki 50 sene sonra olacak, bizim insanımız ölecek" şeklinde açıklamalarda bulundu.

Ardından "İlla merak ediliyorsa" diyerek bilimsel verilere dayanarak Marmara Bölgesi'nde 7'nin üzerinde depremin beklendiğini ifade etti. Bu depremlerin önemli bir zaman diliminde gerçekleşebileceğini belirten Görür, 1999'dan sonra 30 sene içinde bu depremlerin meydana gelmesinin bilimsel olarak tahmin edildiğini dile getirdi. 30 senelik sürenin içerisinde artı-eksi 13 yıl gibi bir oynama olduğunu belirten Görür, bu duruma göre 2029'dan itibaren Marmara Bölgesi'nde büyük depremlerin gerçekleşme ihtimalinin artabileceğini söyledi. 2016 yılı itibarıyla bu sürecin içerisinde bulunduğumuzu belirten Görür, bu depremin kesinlikle meydana geleceği ve hala gereken hazırlıkların yapılmadığına dikkat çekti.

Play-Off  Yarı Final Maçında ilk hareketlilik Play-Off Yarı Final Maçında ilk hareketlilik

Prof. Dr. Naci Görür, son dönemde bölgede yaşanan depremlerle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. İki büyük depremin yaşandığı bu süreçte, aktif fay sistemlerinin dengeyi bulmaya çalıştığını ve bu nedenle artçı depremlerin meydana gelebileceğini ifade etti. Bu artçı depremlerin bir süre daha devam edebileceğini öngören Görür, zamanla bu depremlerin küçüleceğini ve sıklığının azalacağını sözlerine ekledi. Ayrıca bu depremlerin komşu fayları ve deprem üreten fayları da etkilediğini ve stres transferinin gerçekleştiğini belirtti.