PERFORMANSA KARŞI OLAN SENDİKALARDAN HESAP SORUN!
Sözleşmeli veya performans sistemine dayalı öğretmenlik sistemine karşı çıkanların gerekçesi ne olursa olsun, hangi görüşten veya sendikadan olursa olsun Türkiye'nin gelişmesine ayak bağı oluyor demektir!
Seksen milyonun kul hakkına giriyor demektir.
Tribüne oynuyor demektir!
Devlet memurlarına kadro garantisi verin ama çalışmaya, iş yapmaya, çalıştığı işe değer katmaya üşenen, aybaşında gidip maaşını çekip yan gelip yatmaya çalışana da “yok öyle” deyin.
Nasıl ki PKK'lı, FETÖ'cü memurlara, bizim vergimizle devletten maaş alıyor diye karşı çıkıyorsak; çalışmayanlara, işini savsaklayanlara da aynı tepkiyi göstermek zorundayız!
Türkiye çiftlik değil! Memuru çalışmayan, hele öğretmeni çalışmayan bir ülke kesinlikle ileri gidemez!
Tecavüzcüsü de, katili de, hırsızı da, teröristi de bu eğitim sisteminin ayıbıdır!
Kimse suçu bir başkasına atmaya çalışmasın.
Öğretmenlik kutsal bir meslek ise, kutsallığına kimse halel getiremez, getirmemeli!
Akraba, eş, dost gözetme, adam kayırma gibi sebeplerle bu işe karşı çıkmak resmen yöntem, strateji bilmiyor demektir.
Okul yöneticisi seçerken, o yöneticinin önüne bir hedef koyacaksın.
Belirlediğin hedefi yakalayamayan o müdürü köye sür bakalım kendi akrabasına torpil yapacak mı?
Müdüre yakın olduğundan ötürü iyi bir okulda işe alınan öğretmen, senin hedefinle ilgilenmiyor mu? Uzak bir yere sür bakalım kendini işe alana yamuk yapacak mı?
Eğitimin, öğretimin daha da iyiye gitmesi için 30 öğretmenlik bir okulda çırpınan, cırmalayan birkaç tane öğretmenle bu iş yürümez ağalar!
Gene mi iş, gene mi angarya, gene mi proje, gene mi öllüğün körü! Diyen öğretmenle; çalışan, okuluna, çocuklarına değer katmak için gecesini gündüzüne katan öğretmen bir olamaz, olmamalı!
Üye kaybetme korkusuyla öğretmenlere getirilecek olan performans sistemine karşı çıkan sendika ağaları…
Kusura bakmayın! Sendikalar tamam üye sayısı ile söz sahibi oluyor da, işin bir de kul hakkı yeme boyutu var.
Benim çocuğumu ülkemizdeki benim sendikama üye olan öğretmenlerin hepsine gözümü kırpmadan verebilirim diyor musun?
Hepsini bırak, yarısına verebilirim diyebiliyor musun?
Yarısını bırak, yüzde onuna verebilirim diyor musun?
Vicdanına koy elini!
Bu millet, siz üye kaybetmeyesiniz diye çocuğunu iş görmeyen niteliksiz öğretmene teslim edemez!
Niteliksiz yetişen her çocuğun bu sendika ağalarından alacağı var!
Ahirette hiçbir hesap şaşmaz!
Mustafa SÜS
1974 yılında Kayseri Yahyalı’da doğdu. İlkokulu Derebağ İlkokulunda okuduktan sonra Yahyalı İmam Hatip Lisesinde liseyi bitirip 1994 yılında Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesine başlayıp 1998 yılında Öğretmen olarak atandı. 2012 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde Eğitim Yöneticiliği ve Teftiş dalında Yüksek Lisans yaptı.
2007 yılından itibaren yerel gazetelerde, internet haber sitelerinde eğitim ve toplumsal içerikli köşe yazıları yazmaya başladı. Kendine ait internet sitesinde, şiir, deneme, hikâye dalında yazılarına halen devam etmekte olan Mustafa SÜS, 2016 yılında “Yitik Kadınlar” adlı hikâye kitabını çıkardı.
Aynı zamanda Diriliş Postası adlı ulusal gazetede köşe yazarlığı yapan Süs, evli ve bir çocuk babasıdır.
- Dilimizi maymuna çevirdik 08.02.2024
- Kimseye akıl verme, isteyene de! 15.01.2024
- Haydi demeden gitmeyi öğrenmek 19.12.2023
- Muteber Öğretmen 22.11.2023
- Öğretmene Öfke Kontrolü Eğitimi Verilmeli 09.11.2023
- Sekülerlerin ikiyüzlülüğü 27.09.2023
- Çok Bilmiş Veliler 24.09.2023
- İkiyüzlü faşistlik 19.09.2023
- Yönetici rüşvet almalı 12.09.2023
- Bırakın Herkes İşini Yapsın 04.09.2023
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar