MEDRESE SİSTEMİ Mİ FİNLANDİYA SİSTEMİ Mİ?
Kimsenin burnun u sokmadığı bir ülkeyseniz,
İç ve dış düşmanlarınız yoksa,
Stratejik bir konumda değilseniz,
Dünyanın süper gücü olma gibi bir kaygınız da yoksa,
Eğitim sistemi olarak dünyada en renkli ülke olan Finlandiya’yı örnek alabilirsiniz.
Neler var Fin Eğitim sisteminde?
Okul bahçesinde duvar yok mesela, sınır çizmemişler öğrencilere…
Sınıfta fırın ve bulaşık makinesi var, ders işlerken kurabiye pişirebiliyorsunuz.
Sınıfta düzen yok, isteyen sandalyeye oturuyor, isteyen plates topuna, isteyen yer minderine…
Okul servisi yok, öğrenciler okula bisikletle gelip gidiyor.
Okulun içinde çorapla dolaşıyor öğrenciler, ayakkabı tasallutu yok.
Bunlara benzer benim de özlemini çektiğim, hatta uygulamaya çalıştığım birçok renkli özelliği var Fin eğitim sisteminin.
İyi güzel de…
Bu sistemi ülkemizde uygulamanın ne denli zor olduğunu hepimiz biliyoruz.
Ama bir dakika!
Uygulanabilirliği olan kısımlar mutlaka mevcut, toptancı bir mantıkla kestirip atmak doğru olmaz.
Benim derdim başka!
Bizim daha iyi bir sistemimiz var…
Medrese sistemi!
Hemen İslam düşmanı bir mantıkla yaklaşmayın… Medrese dediysem, her okulu medreseye çevirelim, her okulda din adamı yetiştirelim mantığıyla yaklaşmıyorum olaya.
Kaldı ki, medreselerde sadece din adamı yetiştirilmez, bunu bilen bilir.
Sistem olarak diyorum.
Açın medrese sistemini bakın, Fin Eğitim sistemiyle örtüşmeyen yanı çok azdır.
Medrese eğitiminin en cezbedici yanı: Disiplin ve değerlerimiz.
Eğitimin diğer adının disiplin olduğunu varsayarsak, disiplin altına alınmayan çocukların toplumumuzda nasıl avare kasnak gibi dolaştığını hepimiz görürüz.
Disiplin deyince herkesin aklına baskı, şiddet falan geliyor.
Hayır efendim, belirli kurallar dahilinde kesintisiz eğitime disiplin diyoruz.
Olumsuz dış alıcılardan çocukları da, eğitimcileri de etkilenmeyen bir sistem.
Teknolojinin peşinden nice değerlerimizi, görmeden çiğneyerek koşuyoruz. Öyle bir hızla gidiyoruz ki, neredeyse teknoloji bizim peşimizden koşacak.
Ailelerden tutun da bakanlığın en üst kademesine kadar hemen herkes teknoloji delisi olmuş.
Değerlerimizi ıskalayıp geçtiğimiz eğitim sistemi, hele bizim yaşadığımız coğrafyada sınıfta kalır! Kaldı da nitekim.
Örf, adet ve geleneklerimizi canlı tutmadan, dünyaya hükmeden Osmanlı’nın eğitim sistemini hayata geçirmeden, Finlandiya’ya aval aval bakan bir nesil yetiştireceğiz.
“İdbara düştük, ikbaldekileri maymunca taklid ediyoruz.”
Mustafa SÜS
1974 yılında Kayseri Yahyalı’da doğdu. İlkokulu Derebağ İlkokulunda okuduktan sonra Yahyalı İmam Hatip Lisesinde liseyi bitirip 1994 yılında Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesine başlayıp 1998 yılında Öğretmen olarak atandı. 2012 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde Eğitim Yöneticiliği ve Teftiş dalında Yüksek Lisans yaptı.
2007 yılından itibaren yerel gazetelerde, internet haber sitelerinde eğitim ve toplumsal içerikli köşe yazıları yazmaya başladı. Kendine ait internet sitesinde, şiir, deneme, hikâye dalında yazılarına halen devam etmekte olan Mustafa SÜS, 2016 yılında “Yitik Kadınlar” adlı hikâye kitabını çıkardı.
Aynı zamanda Diriliş Postası adlı ulusal gazetede köşe yazarlığı yapan Süs, evli ve bir çocuk babasıdır.
- Dilimizi maymuna çevirdik 08.02.2024
- Kimseye akıl verme, isteyene de! 15.01.2024
- Haydi demeden gitmeyi öğrenmek 19.12.2023
- Muteber Öğretmen 22.11.2023
- Öğretmene Öfke Kontrolü Eğitimi Verilmeli 09.11.2023
- Sekülerlerin ikiyüzlülüğü 27.09.2023
- Çok Bilmiş Veliler 24.09.2023
- İkiyüzlü faşistlik 19.09.2023
- Yönetici rüşvet almalı 12.09.2023
- Bırakın Herkes İşini Yapsın 04.09.2023
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar