PERFORMANS SİSTEMİNİ DESTEKLİYORUM! (İroni değil)

Bu sabah,

Referandumda Cumhurbaşkanlığını denetleyecek kimse yok diyerek 'hayır' oyu kullananların öğretmenler denetlensin deyince ortalığı ayağa kaldırmalarına zerre kadar şaşırmadan uyandım.

Öğretmenin performansı değerlendirilsin ama...

Diye başlayan cümleleri kendi adıma samimi bulmuyorum.

Öğretmen, performansının değerlendirilmesinden niye korkar ki?

Öğrencilerin öğretmenleri değerlendirmesi tabi ki suiistimallere yol açar bunun düzenlenmesi istenir gayet mantıklı ama tümden karşı çıkmak öğretmenlik mesleğine gölge düşürür.

Hem itibarımız yok deyip hem de itibarını daha da yok etmeye çalışan değerli arkadaşlarımı anlamakta güçlük çekiyorum.

Öğretmen,

Veliyi, müdürü, il, ilçe müdürünü, bakanlık bürokratlarını, bakanlığı, başbakanlığı, cumhurbaşkanlığını eleştiriyor, seçimlerde oy vermeyip onları cezalandırıyor ama kendine gelince;

Yan gelip yatanla çalışan öğretmen aynı maaşı alsın, çalışmayan öğretmenin başına hiçbir iş gelmesin diyor.

Bir uygulamaya toptancı anlayışla karşı çıkmakla bir kısmına karşı çıkmak farklı şeyler.

“Alo 147” uygulamaya konulduğu günlerde sesini kimse duymayacak şekilde çıkaran öğretmenin başına gelmedik kalmadı. Şimdi o uygulamanın bedelini ödüyor eğitimciler, kendini bilmez velilerin şikayetleriyle...

Şimdi de,

Toptancı bir mantıkla değil de, yanlış olduğunu düşündüğümüz uygulamalara maddeler halinde karşı çıkarsak,

Karşı çıktığımız maddelere alternatif bir çözüm önerileri getirirsek inanın daha faydalı oluruz.

Hem itibarımız artar hem sözümüz dinlenir.

Türkiye'nin geleceğini inşa edecek nesiller yetiştiren öğretmenin performansı değerlendirilmeyecek de ne olacak?

Okula gidip daha doğru dürüst öğrencilerinin ailevi durumu hakkında bilgisi bile olmayan, aile ziyareti yapmamış, hiçbir sosyal kültürel etkinliklerde görev almamış, öğretmenler odasında sadece siyaset yapmış, diğer öğretmenlerin çalışma azmini yok etmiş öğretmenle; tüm öğrencileri kendi evladı gibi gören, okulda yapılacak herhangi bir etkinlikte görev verilmediği için kırılan, çocuklarına okul dışında ücret bile almadan etkinlik yapmak isteyen öğretmen bir mi olsun istiyorsunuz?

Eğer gerçekten samimiysek, derdimiz eğitim sistemindeki kötü uygulamalarsa, Türkiye’nin geleceği ile ilgili endişelerimiz varsa;

Öğrenci disiplin yönetmeliğinin yaptırımlarının artırılmasını,

Alo 147 gibi saçmalığın kaldırılmasını,

Okula gelen kötü niyetli velilerin öğretmene fiziksel ve psikolojik şiddet uygulaması halinde o velilere caydırıcı cezalar getirilmesini istemeli o yönde eylemler yapmalıyız.

Hangi sistemi getirirseniz getirin, şımarık öğrenci, şımarık veli, ben yaptım oldu anlayışındaki bürokratların ciddi anlamda bedel ödemesi için eylem yapmazsak,

Performans sistemi geri çekilir belki ama öğretmenin itibarı yerle yeksan olmaya, eğitim sistemindeki sorunlar kartopu gibi büyümeye devam eder.

Para ve denetim sistemi söz konusu olunca ortalığı ayağa kaldıran ama bir meslektaşı öldürülünce sosyal medyadan birkaç kınama mesajı yayınlayıp da vicdanını susturan eğitimcilerin itibarını kendilerinden başka kimse bu kadar ayaklar altına alamaz.

Bu eleştirel yazı neticesinde, kendilerini eleştiriden münezzeh zanneden bir yığın eğitimcinin galiz küfürlerine muhatap olacağım her zamanki gibi ama ben yazmaya devam edeceğim. Eleştiriye tahammülü olmayan eğitimcilerin başkalarını eleştirirken ne kadar pervasız olduklarını gördükçe de şaşırmamaya devam edeceğim.

Öğretmeni ve eğitim sistemini mahveden tepedekilerle ilgili yazdığım yazıya da buradan ulaşabilirsiniz. Ve hiçbir zaman tek taraflı eleştiri yapmadığımı da görürsünüz.