Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ekim ayı faiz kararı öncesi İsrail-Filistin Savaşı'nın etkisiyle belirsizliklerin arttığı bir dönemi yaşıyor. Ekonomistler arasında faiz beklentileri farklılık gösterirken, İsrail-Filistin çatışmasının yanı sıra küresel fiyatlar, faiz kararı konusunda kafaları karıştırıyor.
Bazı ekonomistler, TCMB'nin 5 puanlık bir faiz artışı yapmasını beklerken, diğerleri bu ay için "bekle-gör politikası" uygulanabileceğini ve faiz oranını yüzde 30 seviyesinde sabit tutabileceğini ifade ediyor. Deutsche Bank ise faiz oranlarında 2,5 puanlık bir artış öngörüyor.
Ekonomist Muhammet Bayram, son iki faiz artışının "şahin faiz artışları" olarak değerlendirildiğine dikkat çekiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin pozitif reel faize yaklaştığını vurgulamıştı. Politika faizi şu anda yüzde 30, kamu bankalarında ise reel faiz yüzde 41 seviyesinde bulunuyor. Bayram, Merkez Bankası'nın 500 baz puanlık bir faiz artışı yapmasını bekliyor, ancak kış aylarının gelmesiyle gıda fiyatlarında artış yaşanabileceğini ve bu nedenle Merkez Bankası'nın 750 baz puanlık bir artışa gidebileceğini de dile getiriyor.
Bayram ayrıca, İsrail-Filistin Savaşı'nın akaryakıt fiyatlarını artıracağını belirtiyor. Brent petrolün varil fiyatının 90 doları aşması, pompa fiyatlarında artışa yol açabilir ve bu artışın enflasyonu tetikleyebileceğini söylüyor. Orta Doğu'daki gerilimin, bölgedeki ülkeler arasında sıçrama riski taşıdığını ve Türkiye'yi de etkileyebileceğini vurguluyor.
Ekonomist Prof. Dr. Sinan Alçın ise Merkez Bankası'nın bu ay için faiz artışına gitmeyebileceğini, eğer bir artış yapılırsa bu artışın 100-200 baz puanla sınırlı olabileceğini söylüyor. Alçın, "Pozitif reel faize yaklaşılmış durumda" ifadesini kullanarak, küresel risklerin seyrinin gözlemlenmek istenebileceğini düşünüyor.
İsrail-Filistin Savaşı ve küresel ekonomik gelişmeler, TCMB'nin kararını etkileyen unsurlar arasında yer alırken, ekonomistler ve yatırımcılar, merakla Merkez Bankası'nın alacağı kararı bekliyor. Faiz oranlarındaki değişiklikler, Türkiye'nin ekonomik istikrarını ve enflasyonla mücadelesini şekillendirebilecek önemli faktörlerden biri olmaya devam ediyor.
