FİKİR FUKARASIYIZ HEPİMİZ!
Ermeni askerleri sivillere ateş açar. Masum insanları öldürür.
Yahudiler, kendilerinin köpeği olmayan kimseye ekmek vermezler, ekmek verdikleri köpekleri de Müslümanlara saldırmak için kullanırlar, bakınız Türk medyası!
Amerika demokrasi getirmek için dünyanın öbür tarafındaki devleti işgal eder, milyonlarca masumu katleder.
Ülkemizdeki Yahudi köpeği kim varsa her biri yüzlerine değişik değişik maske takıp İslam'a saldırır.
Müslümanları aşağılar, onları itibar suikastına uğratır işlevsiz hale getirir onları.
Herkes üzerine düşeni yapar. Bunlar çok olağan şeylerdir.
Aksini düşünmek safdillik olur.
Anadolu'da bir söz vardır:
''Köpek, kemik yemekten vazgeçmez!''
İmdi gelelim esas konuya...
Biz, kendimizi 'iyi' olarak nitelendiren insanlar...
Biz neler yapıyoruz?
Toplumun çürümüş olmasında bizim katkımız neler?
Türk toplumunu çürüten sadece yukarıda sözünü ettiğimiz kimseler mi?
Bizim hiç suçumuz yok mu?
Hangi kötülüğü yok etmek için uğraştık?
Etrafımızdaki kirli işlerle uğraşan kaç kişiyi deşifre ettik?
Hangi kötü gidişata dur dedik?
Kul hakkı yiyen kaç kişinin ensesine tokat vurduk?
Bizden etkilenip de, ''Bu insanın olduğu yerde yanlış yapılmaz.'' diyen oldu mu hiç?
Bizden olanların yediği haltlara ses çıkmayınca onların yaptığı zulüm bizim hanemize yazılmayacak mı sandık?
Sadece bizim gibi düşünmeyen insanların yediği haltları ayyuka çıkarırken inandırıcı olmayacağımızı akıl edemedik mi?
Çocuğumuzu okula gönderirken sınavlarda başarılı öğrenci yetiştiren öğretmeni seçmek için seksen dört takla atıp, eğitim sisteminin kötülüğünden dem vuran bizler değil miyiz?
Torpil almış başını gidiyor,
Ortalık kibir abidesi tiplerden geçilmiyor,
Her türlü ihaleye fesat karıştırılıyor,
Gençler Yahudilerin pompaladığı çürümenin kucağında zenginlikten, konforlu yaşamaktan başka şey düşünemez olmuş, zevk çukuruna düşmüş, ruh kaybolmuş, gelenekler yerle yeksan olmuş... Bu gidişat bizi niye rahatsız etmiyor?
Bir ateistin bir ayda okuduğu kitap sayısı bizim kaç yılda okuduğumuz kitaba eş değer?
Futbol maçı izler gibi televizyonlarda açık oturum seyrederek sahip olduğumuz fikirlerle hangi kokuşmuşluğa çare bulacağız?
Sosyal medyada fikir kırıntısı olmadan muhaliflere hakaret ederek neyi ispat etmiş olacağız?
Ne zaman itiraf edeceğiz ''fikir fukarası'' olduğumuzu?
İtiraf ettikten sonra nasıl mücadele edeceğimizi biliyor muyuz?
Hastayız dostlar!
Teşhis koyan doktordan nefret edecek derecede hastayız!
Ermeni bize bizim kadar kötülük edemez!
Yahudi bize bizim yaptığımızı yapamaz!
Avrupa topyekün gelse içimizdeki kokuşmuşluğu daha da berbat edemez.
Boğazımıza kadar pisliğin içinde yüzdüğümüzün farkında değiliz.
Biri gelecek, beyler teneffüs bitti, dalma vakti geldi, diyecek ve biz o pislikte boğulacağız!
Batıdan son hızla esen rüzgâr, biz kapıları açtığımız için evin içine girmekte ve ocaklarımızı darmadağın etmektedir!
Bunu ne zaman idrak edeceğiz?
Mustafa Süs