Bugün Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e hayırlı olsun ziyaretinde bulunarak acil çözüm bekleyen sorunları iletti. Ziyaretin fotoğrafları incelendiğinde Yusuf Tekin'in cuma günü kendisini ziyaret eden Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'a uyguladığı protokolün aynısını Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan'a da uyguladığı görüldü.
"MEB’de Yusuf Tekin Döneminde koltuk krizi aşıldı…" başlıklı yazımızda: "...Yusuf Tekin’in Millî Eğitim Bakanı olmasıyla birlikte Bakanlıkta acaba 2. Mahmut Dönemi mi yaşanacak? Beklentileri, bugün verilen fotoğrafla boşa çıkarılmış oldu. Yusuf Tekin’in diğer sendikaların temsilcilerini de aynı nezaketle karşılayacağından kimsenin şüphesi olmasın. Yukarıda da izah ettiğimiz gibi Yusuf Tekin, nevi şahsına münhasır bir devlet adamıdır. Bakanlıkta “Yusuf Tekin Döneminin” başladığı çok yakında herkes tarafından görülecektir." öngörüsünde bulunmuştuk.
Yusuf Tekin bugün Talip Geylan'la verdiği fotoğrafla bizi yanıltmadı. Bundan sonra gerçekleşecek olan ziyaretlerde de yeni döneme ilişkin Yusuf Tekin farkı görülecektir. Yusuf Tekin'in müsteşarlık dönemiyle bugün karşılaştırılarak bir hükümde bulunanlar yanılacaklardır. O, artık müsteşar değil Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanıdır. Nasıl ki Mimar Sinan'ın 1548`de tamamladığı Şehzade Camii "çıraklık eseri", 1557`de tamamladığı Süleymaniye` "kalfalık eseri", 1575`te ibadete açılan Selimiye` "ustalık eseriyse” Yeni Türkiye Yüzyılında Yusuf Tekin'in Millî Eğitim Bakanlığı da tüm birikimini sergilediği ustalık dönemi olarak karşımıza çıkacaktır.
Yusuf Tekin’le yeni dönemi okumak isteyenler; öncelikle Başkanlık sisteminin 2. Döneminde iyice belirginleşen yeni sosyolojiyi anlamak/okumak zorundalar. Çünkü Yeni Dönemin kodları burada gizli.
Yeni dönemde, Külliye'nin hem dışına hem içine asılan Kalpaklı Atatürk fotoğrafı ile birlikte Yeni Türkiye Yüzyılında tüm Dünyaya yeniden Milli Mücadeleye hazır olunduğu mesajının verildiği, Cumhuriyetin değerleri ve kazanımları üzerinden muhafazakâr kesimin dövülmesi döneminin sona erdiği, ırkçılığı elinin tersiyle bir kenara bırakan milliyetçi damarın, milletin sağlam kalesi olduğunun net bir şekilde görüldüğü, HÜDAPAR'la birlikte yeni bir konseptin başladığı yepyeni bir sosyoloji oluşuyor. Bu sosyoloji, Cumhur İttifakı'nın sosyolojisidir. Yusuf Tekin'de bu sosyolojiyi asla göz ardı etmeyecektir. Farklı beklentisi olanlar ise şaşırmaya devam edeceklerdir.
Murat Kenan Erdem
