Daily Mail’de yer alan habere göre, ilk araştırma için, Amerika’daki Brown Üniversitesi’nden araştırmacılar, 1990’ların ortalarında başlattıkları çalışmalarında 491.367 yetişkinle ilgili verileri inceledi. Katılımcılara bir önceki yıl boyunca ne sıklıkla kızarmış, kızartılmamış balık, ton balığı yedikleri ve porsiyon boyutları soruldu. Araştırmacılar daha sonra kanser kayıtlarından elde edilen verileri kullanarak 15 yıl boyunca katılımcılar arasında yeni melanom (deri kanseri) vakalarını takip etti. BALIK HALA SAĞLIKLI MI? Kanser Nedenleri ve Kontrolü’nde yayınlanan sonuçlar, çalışma süresi boyunca 5.034 kişinin deri kanseri geliştirdiğini gösterdi. Hemen hemen tüm birinci evre kanser hastaları hayatta kaldı, ancak dördüncü evrede yakalananlar için bu oran sadece 10’da üçte kaldı. Ekip, tipik olarak günlük balık alımı 42.8 gr – haftada yaklaşık 300 gr’a eşdeğer – olan kişilerin, günlük balık alımı sadece 3.2 gr olanlara göre deri kanseri geliştirme olasılığının yüzde 22 daha fazla olduğunu buldu. ABD’li akademisyenler, bunun balıklarda bulunan ve kansere neden olan kirletici maddelere bağlı olabileceğini söyledi. Ancak diğer bağımsız uzmanlar, balığın hala sağlıklı bir diyetin önemli bir parçasını oluşturduğunu ve yemeyi bırakmaya gerek olmadığını belirtti. Mevcut sağlık hizmeti tavsiyesi, yağlı balık da dahil olmak üzere haftada en az iki porsiyon balık yenmesi gerektiğini ortaya koyuyordu. SUÇLU SÜTTE BULUNAN HORMONLAR MI? Bu arada, başka bir ABD araştırması, günde yaklaşık iki bardaktan fazla süt ürünü tüketen erkeklerin sütü az tüketenlere göre prostat kanserine yakalanma olasılığının yüzde 25 daha fazla olduğunu buldu. Kaliforniya’daki Loma Linda Üniversitesi’nden araştırmacılar, sütte doğal olarak bulunan hormonların suçlanabileceğini söyledi. Araştırmacılar, ABD’de başlangıçta hepsi kansersiz olan 28.000’den fazla erkeğin süt alımını inceledi. Diyetleri hakkında bilgi, düzenli anketler ve telefon görüşmeleri yoluyla toplandı. Ekip, sekiz yıl sonra hangi hastaların prostat kanseri geliştirdiğini belirlemek için kanser kayıtlarını kullandı. American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan verilere göre 1.254 kişiye teşhis konuldu. ALTERNATİFLERİ DÜŞÜNMEK GEREKEBİLİR Araştırmacılar, ailede hastalık öyküsü olan erkekleri, bulgular netleşene kadar “orta düzeyde bile” süt içme konusunda “temkinli olmaya” teşvik ettiler. O arada soya, yulaf veya kaju alternatiflerine geçmeyi düşünmeleri gerektiğini söylediler. Araştırma lideri ve üniversitede dahiliye ve kardiyovasküler hastalık uzmanı olan Dr. Gary Fraser, günde 150 gr. süt tüketen insanlarda riskin artmadığını söyledi. Bu miktar da bir fincan sütün yaklaşık üçte ikisine denk geliyor. Fraser, bunun sütün seks hormonu içeriğine bağlı olabileceğini söyledi. Sütün yaklaşık dörtte üçü hamile ineklerden gelir ve prostat kanseri de hormona duyarlı bir kanser olarak biliniyor.