OKUMAK HAMALLIKTIR!

Cumhuriyet tarihi boyunca bizlere, bizden büyüklere ve bizden küçüklere öyle bir Türkçe eğitimi verilmiş ki…

Okuma yazma bilen herkesin Türkçeyi güzel kullandığını sanmaya başlamışız.

Türkçe müfredatı ya baştan aşağıya yenilenmeli ya da yeni paradigmalar oluşturulmalı…

Çocuklarımıza ve diğer tüm insanlara sürekli üstüne basa basa okuyun diyoruz.

Okuyun ki karanlıklar kaybolsun, yokuşlardan düze çıkalım diyoruz.

İnsanları kitap hamalı yapmaya mı çalışıyoruz bilemiyorum.

Neyi, nasıl okuyacağını bilmeyen insanlar yetiştiriyoruz sanırım.

Ve asıl değinmek istediğim;

Okuduğunu anlayamayan insanlar yetiştiriyoruz.

Farklı pencerelerden bakmamızı sağlayacak kitap okumuyoruz, gazete okumuyoruz.

Varsa yoksa bizimkiler…

Hangi ideolojiye mensupsanız kendiniz gibi düşünenleri okuyorsunuz, okuyoruz…

Basit bir örnek vereceğim, bizzat müşahede ettiğim bir olay…

Bugüne dek hangi solcu arkadaşımın evine gittiysem kitaplığında muhafazakâr yazarlara ait bir kitap görmedim.

Tam tersini de düşünmek gerek.

Muhafazakârların evinde de genelde miskinleştirici türden kitaplar ya da mührü bozulmamış ansiklopediler mevcut…

Gerçekten içler acısı bir durumdayız.

Kaldı ki, başta da söylediğim gibi, ne okursan oku, okuduğunu anlamıyor, anlamlandıramıyorsan akıntıya kürek çekiyorsun demektir.

Türkçe derslerinde, özne, yüklem, tümleç bilmem ne öğrendikten sonra Türkçeyi öğrenmiş/öğretmiş oluyorsan, yazık…

Birinci sınıftan itibaren insanlara, ne okumaları gerektiğini, nasıl okumaları gerektiğini, okuduklarını da anlamaları gerektiğini aşılamamız gerekiyor.

Eğer gerçek anlamda okumayı nicelik olarak değil de nitelik olarak geliştirmiş olsaydık yüzde yüz olmasa da ülkemizde bu denli ayrıştırmalar olmayacaktı.

Kıyı kesiminde bulunan kitap mağazalarına gidin muhafazakâr yazarların kitaplarını bulamazsınız.

Olayın vahametini görüyor musunuz?

Okumuyorlar!

Kendi ideolojisine yakın yazarları okuyorlar kıyı kesimi insanı.

Ve işin tuhaf yanı da kendisi gibi düşünmeyen herkesi cahil diye suçluyorlar…

Üst perdeden konuşup, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorlar…

Okuyorlar evet! Muhafazakârlardan daha çok okuyorlar, inkâr edilemez…

Ama neyi okuyacaklarını bilmiyorlar…

O yüzden çok keskin tavırları ve irrite edici küstahlıkları var.

Bir ateistin Müslümana Kur’an-ı anlatması da işin bir başka boyutu…

Karşıt görüşteki kitapları okuyanlar da, karşıt görüşte olduğu insanları ezmek için okuyorlar…

Müslümanlar da sürekli savunma pozisyonunda…

Okumak hamallıktır, anlamadan okuyorsan; kitabı da, insanı da…