Okulların açıldığı her dönem başında televizyonlar gazeteler ve bilumum sosyal medya mecralarında Eğitimin sorunları üzerine programlar yayınlar eleştiriler yer alır.

                Lider Eğitimci Yazarlar Derneği olarak yeni Milli eğitim Bakanımız Ziya Selçuk Hocamıza bir ziyaret planlıyoruz. Bu ziyarette kendilerine Eğitimin sahadaki temel sorunları ve bu sorunlarla ilgili pratik çözüm önerileri getirecek bir rapor sunmayı düşünüyoruz.

                Yazımın başında belirttiğim gibi okulların açıldığı her dönem başında televizyonlar gazeteler ve bilumum sosyal medya mecralarında Eğitimin sorunları üzerine programlar yayınlar eleştiriler yer alır. Ancak ne hikmetse bu sorunlar ile ilgili sahadaki biz eğitimcilere, öğretmenlere, eğitim yöneticilerine fikirleri, sorunları ve çözüm önerileri sorulmaz. Bu yıl ise yeni Bakanımızın riyasetinde “ Bir milyon Öğretmen bir Milyon fikir”  adında bir anket çalışması yapıldı. Yani her öğretmenin, yöneticinin öğretmen olarak fikrini sormuşlar. Yeni ve özgün bir adım olarak görüyoruz. Yeterli mi?, değil.

Bunun yanında sahada çalışan biz öğretmen ve okul yöneticileri bu ve benzeri girişimlerden bağımsız bir yığın sorun ile okulların Eğitim Öğretime başlamasına tanık olduk.

İlki öğrencilerin kitaplarının halen tamamlanmamış olması. Eksiklerin bir türlü giderilememiş olması ve daha önemlisi sınıf veya ders bazında henüz hiç gelmeyen kitapların varlığı.

Okulların tadilatlarının zamanında ve tam yapılması, öğretmenlerin atama ve tayin dönemlerinin yaz dönemi içinde tamamlanarak ders başlangıcına tam ve eksiksiz ( ücretli dahi olsa) girilmesi gereği ortadadır. Lakin seminer döneminin son haftası okulların açılmasına birkaç gün kala yapılan özür gurubu atamalarının, dersinin gereklerini,  sınıfının tüm ihtiyaçlarını karşılamış olan bir öğretmenin bir başka okula , ile,  ilçeye tayini nedeniyle akamete uğraması, tam kadro ile derse başlamayı bekleyen okul yöneticisinin ise, son birkaç gün içinde öğretmen aramak zorunda kalması en önemli sorunlardan .

Büyük ve kalabalık okulların temizlik ve diğer ihtiyaçlarını görecek yardımcı hizmetli kadrosundaki  eksiklik  ya da hiç olmaması okullarda hijyen bekleyen paydaşların , öğrenci ve velilerin okul yöneticisi ve öğretmenlerin sene başındaki en büyük kabusları halini aldı. Eğitim öğretim hazırlıklarının tamamlandığı son hafta sonu kırk öğretmen dört yüz öğrenci sıfır hizmetli ile eğitim öğretime hazırız demek zorunda kalan bir okul yöneticisinin varlığı ise başlı başına büyük bir sorundur.

Lise ve dengi okullar dışındaki eğitim kurumları olan ilk ve ortaokullardaki ödeneksizlik ise bir başka büyük sorundur. Okulunun ihtiyaçları için ilçe milliği eğitimden yardım beklemek, çevre ve mahalli imkânları seferber etmek ise okul yönetişinin maharetine kalmış.

Özel okullara ayrılan teşvikin zaten zengin olan bireylerin özel okul masrafının yüklenilmesi yerine ödeneksiz olan ilk ve ortaokullara kaynak olarak aktarılması yerindeolacaktır  ve elzemdir. Özel okulların teşvik ile korunması  sistem içinde güçlendirilmesi kadar devletin kendi kurumları olan ilk ve ortaokulların öğrenci bazlı desteklenmesi de yerinde olacaktır.

Öğretmenlerin niteliklerinin tartışıldığı günümüzde, öğretmenin eline öğrencileri teslim eden velilerin de niteliklerinin sorgulanması gereklidir. Çoğu zaman öğretmenden daha bilgili daha eğitimli olduğunu iddia ederek öğretmene işini öğretmeye kalkan velinin polise, postanedeki memura veya doktora işini öğretmeye kalması kadar saçma bir durumdur.  Öğretmen veliye kurban edilmemeli eğitimin en baş unsurunun Öğretmen olduğu unutulmamalıdır.

“Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” sözü okullarda duvarlarda kalmamalı Öğretmenler maddi ve manevi olarak desteklenmeli,  motivasyonunu bozacak tüm unsurlar ivedi olarak ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. 147 şikayet hattı olarak kullanılan hattın kapatılmasının bu yönde olumlu bir adım olduğunu düşünüyorum.

Eğitim müfredat bazında milli ve yerlilik oranı artırılmalı eğitime etki eden tüm kültürel batı baskısı ortadan kaldırılmalı bize ait olan Ahlak erdem değerleri hızlı ve etkin şekilde okullara evlere medyaya yerleştirilmeli topyekün millilik seferberliği başlatılmalıdır.

Bir makaleye sığmayacak boyutta olan eğitim sorunlarımızın çözümünde biz öğretmenlerin elbette büyük katkısı olacaktır. Bizler eli kalem tutan eğitimciler olarak bir fener ile karanlık noktaları aydınlatmalı yol göstermeli eğitime yön vermeliyiz. Nemelazımcılık bizi eğitimi daha fena noktalara götürecektir.

Kalın sağlıcakla