Kurtulmuş, yerel kanal Aksu TV canlı yayınında gazeteci Asilhan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 'Bu bir akıl tutulmasıdır' Yılmaz'ın sorusu üzerine İzmir büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Osmanlı dönemine yönelik ifadelerini değerlendiren Kurtulmuş, "Bu bir akıl tutulmasıdır. Bu bir tarih şuuru olmamak demek istemiyorum onun çok ötesinde bir şey. Bir hamakat göstergesidir. Bizim gibi büyük milletler bahsettiğimiz topraklarda 1071'den beri varlığını gösteriyor. Anadolu toprakları içerisinde varlığımız Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak varlığımız aslında birbirinin devamı olan tarihsel süreçlerdir." diye konuştu. 'Yunanistan bazı Batı ülkelerinin kayığına binmesin' Yılmaz'ın Yunanistan ile yaşanan krizin kaynağı nedir sorusunu yönelttiği Kurtulmuş, birilerinin Yunanistan üzerinden Türkiye'yi meşgul etmeye çalıştığını söyledi. Türkiye'nin yeniden güçlü olma istikametinde kuvvetli adımlarla ilerlediğini anlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Bu anlamda çok açık bir şekilde söylüyoruz. Yunanistan böyle bir oyuna gelmesin. Çünkü Türkiye ve Yunanistan iki komşudur. Türkiye ve Yunanistan ikili olarak oturdukları zaman çok sorunu olmasına rağmen bunların her birisini masada konuşabilecek çözüm yolunda irade koyabilecek iki ülkedir. Bazıları da Yunanistan'a destek olarak ya da Yunanistan'ı teşvik ederek, Yunanistan'ı da öne koyarak Yunanistan'ın da başını belaya sokacak bir takım gerilim çıkmazından fevkalade memnun görünüyorlar. Öncelikle Yunanistan hükümetinin akıllı siyaset izlemesi gerekir. Geçtiğimiz günlerde Miçotakis'in 'biz savaş, sıcak bir çatışma istemiyoruz' şeklindeki sözlerini bu anlamda değerli buluyorum. Türkiye olarak biz de asla savaş taraftarı değiliz." Kurtulmuş, söz konusu bölgede sorunların savaşarak, çatışarak değil, müzakere edilerek çözümünden yana olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Ama kusura bakmasın Yunanistan da bazı Batı ülkelerinin kayığına binmesin. Yani onların sırtlarını sıvazlamasını gerçek zannetmesin. Yani Yunanistan'ı çok sevdikleri için değil. Bu bölgede Türkiye'yi Yunanistan üzerinden meşgul etmek istedikleri için böyle bir yola giriyorlar. Yunan adalarına konulan, yıllardır özellikle son birkaç yıldır nerdeyse Dedeağaç'a kadar devam eden yeni üslerin, oralara yerleştirilen havaalanları, oralardaki yüksek silahlanma neyin işareti, neye hazırlıktır? Kusura bakmayın kimse enayi değildir. Yani bunu Rusya'ya karşı bir hazırlık olarak yapıyoruz diyorlarsa bu inandırıcı bir mesele değildir. Dolayısıyla NATO üyesi ülkelerin bu konuda son derece samimi, iki yüzlülükten uzak gerçekçi davranmalarını temenni ederiz. Yunanistan NATO üyesiyse Türkiye de NATO üyesidir. Bazı ülkelerin bu anlamda NATO'nun sırtını sıvazlayarak iki ülke arasında gerilimi arttırmaya hakları yoktur. Yunanistan'ın da bunları iyi değerlendirmesi gerekir." Türkiye'nin söylemlerinde blöf yapmadığını ve olayların çok açık bir şekilde herkesin gözü önünde cereyan ettiğini anlatan Kurtulmuş, savaş uçaklarını kilitleyen tarafın Türkiye değil Yunanistan olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin yapılan hamlelere pabuç bırakacak bir ülke olmadığına işaret eden Kurtulmuş, bunun bir kışkırtma ve taciz eylemi olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası platformlarda tüm dünyaya bu konuda net mesajlar verdiğini ifade ederek, "Türkiye burada şaka yapmıyor, blöf yapmıyor. Kendi hakları ve hukukunu koruyacak bir ülkedir. Yunanistan’a itidal, akıl ve basiret tavsiye ederiz." diye konuştu. Gıda krizini değerlendiren Kurtulmuş, tahıl koridoru konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ciddi hamleler yaptığını hatırlattı. Türkiye'nin küresel aktör olarak ortaya çıkışı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın küresel olarak bir lider kabul edilişinin tüm dünya kamuoyu tarafından gözlemlendiğini anlatan Kurtulmuş, "Siyaset merkezleri Türkiye'nin tavrı ve Cumhurbaşkanımızın siyasetini övgüyle karşılamaktadır. Hatta Türkiye'ye karşıt olan çevrelerde bile. 'Ya bakın biz bu işi yapamıyoruz ama Türkiye bunu yapabiliyor' şeklinde sözler gelmektedir. Macron'un NATO içerisinde hatta Batı da diyor. 'Rusya ile konuşabilen sadece Türkiye var' böyle olmamalı manasında söylüyorlar. Burada akılcı dengeci Türkiye'nin milli menfaatlerini koruyan bir hareket tarzı benimsenmiştir." ifadelerini kullandı.