Türkiye'de 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta gerçekleştirilen genel seçimlerin ardından, vergilere yönelik zam dalgası ülkeyi etkisi altına alıyor. Yeni ekonomi kurmayları tarafından alınan kararlarla, MTV ve ÖTV'ye yapılan zamların şoku atlatılamadan, Özel İletişim Vergisi ve Konaklama Vergisi'ne de zam yapılabileceği iddia edildi.
İktidarın ekonomiye yönelik "iyi tablo" algısı seçim öncesinde güçlü bir şekilde sunulurken, seçim sonrasında gerçekler gün yüzüne çıktı. Yüksek enflasyonla mücadele etmek için göreve getirilen yeni ekonomi kurmayları, vatandaşın ödediği vergilerde ciddi artışlara gitti. Gerekçe olarak ise "deprem tahribatı" gösterildi.
Kurumlar Vergisi'nde yapılan 5 puanlık artış ve Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde iki katına çıkarma gibi kararların ardından, Cumhurbaşkanına akaryakıt ÖTV'sini artırma yetkisi verilen torba teklif kanunlaştı. Bunun üzerine yapılan düzenlemelerle, petrol ve doğalgaz ürünlerinden alınan ÖTV tutarı neredeyse 2 kat artırıldı ve bu artış pompa fiyatlarına otomatik olarak yansıtıldı.
Ancak yapılan bu yüksek oranlı ÖTV artışına rağmen, ek bütçe kanunuyla öngörülen toplam gelir ile şu ana kadar yapılan tahsilat karşılaştırıldığında, yılın geri kalanında ÖTV tutarında yeni artışlar yapılması gerektiği ortaya çıkıyor.
Yakın zamanda Özel İletişim Vergisi ve Konaklama Vergisi'ne de zam yapılacağı öne sürülüyor. GSM ve internet hizmetlerinden alınan Özel İletişim Vergisi'nde ve konaklama vergisinde hedeflenen gelir miktarına henüz ulaşılamadığı belirtiliyor.
Vergilerdeki bu artışlar, taşımacılık sektörü başta olmak üzere pek çok sektörü olumsuz etkileyebilir. Yüksek akaryakıt zamlarının sektörlerde zincirleme reaksiyonlara yol açabileceği ve ihracatın da bu durumdan etkilenebileceği ön görülüyor.
