Okurlarımızdan yıllık izne ilişkin çok sayıda soru geliyor. Kullanılmayan izin sürelerinin yanıp yanmayacağı, yıllık izin yerine ücret alınıp alınmayacağı aynı işverene ait aralıklı çalışmalarda izin hakkının ne şekilde belirleneceği söz konusu soruların ortak noktalarını oluşturuyor. Bu nedenle bu yazımızda belirtilen hususları aydınlatmaya çalışacağız.

Öncelikle belirtelim ki, yıllık izin, bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda dahi önceki dönem zamanaşımına uğramaz. Bir başka ifadeyle, işçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel olmaz.

4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönünden dikkate alınması gerekir. 

Konuyu biraz daha açalım. Yukarıdaki açıklamalara göre, işçinin daha önce çalıştığı süre yıllık izin kıdeminin belirlenmesinde dikkate alınacağı gibi, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenecektir. Örneğin bir işyerinde iki sene beş ay çalıştıktan sonra kıdem tazminatı ödenerek iş akdi feshedilen işçi aradan altı yıl geçtikten sonra aynı işyerinde işe girmesi ve yedi ay çalışması halinde yıllık izne hak kazanacaktır. Zira daha önce tasfiye edilmesi mümkün olmayan beş aylık süre yeni çalışmasına eklenecektir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 59 ncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Bu ücret çıplak brüt ücrettir. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.

Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.

Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. 4857 sayılı Kanun'un 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. 

Özetlersek, çalıştığı sürece işçinin yıllık izinleri yanmaz. Zamanaşımına uğramaz. İş sözleşmesi herhangi bir nedenle feshedilen işçinin kullanmadığı yıllık izin süreleri yıllık izin ücreti alacağına dönüşür. Bu alacağa ilişkin zamanaşımı süresi iş sözleşmesinin feshinden itibaren beş yıldır. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene bir veya çeşitli işyerlerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatının ödenerek iş sözleşmesinin feshedilmiş olması, yıllık izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel değildir. İşçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetleri yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönünden dikkate alınmalıdır.