KULLANIŞLI OLAN KULLANILIR!

Birinin sizi satması demek;
Ya son kullanma tarihinizin geçmiş olması,,
Ya da potansiyel olarak tükenmiş olmanızdan kaynaklanır. 
Birisi sizi satmıyorsa satmayan kişi ya sağlam karakterlidir ya da tam anlamıyla karaktersiz! 
Sağlam karakterli kimseler tükenmiş olsanız da sizi satmaz!
Karaktersiz bir tip sizi satmıyorsa;
Siz kullanışlı ve işe yarar bir tipsiniz ve sonuna kadar sizi kullanır!
Önemli olan kendinizi kullandırmamak ve yapacağınız her şeyi Allah rızası için yapmaktır!
Kul razı olsun diye yaptığınız şeyler hem şirke adım atmanızı sağlar hem de gelen giden sizi kullanır, işi bitince de kullanılmış mendil gibi çöpe atar!
Kardeşin kardeşi sattığı, dostlukların pamuk ipliğine bağlı olduğu bir dünyada bir insanın geleceğe yürümesi, dünyada kalıcı izler bırakabilmesi için adımlarını sağlam atması gerekiyor!
Nasıl ki akıcı olmayan, sıkıcı ama içeriği dopdolu bir kitabı okurken bir sayfa okuyup birkaç gün üzerinde kafa yormak gerekiyorsa;
İnsanları tanımak, insanları değerlendirmek, insanların doğru şeyler yapabilmesinin önünü açmak için de onlardan bazen uzak kalmak, bazen de onlara uzaktan bakmak gerekiyor.
Vıcık vıcık, senli benli ilişkiler sıradan insanlarla günübirlik sohbetlerde geçer akçe olabilir.
Temelli dostluklar, hiçbir beklenti içine girmeden kurulan ilişkiler bin yıllık mesafe bile olsa aranızda yerini sen ben yok biz varız konumuna bırakır ve asla tesadüf olmayan kaya gibi sağlam bina inşa edilebilir.
Ama şunun da bilinmesi elzemdir:
En görkemli binalar, en sağlam kayalar bile temeli ne denli sağlam olursa olsun insan eliyle yerle bir edilebilir.
İnsan eli değmese bile, ona fırsat vermeseniz bile, müthiş bir imtihana tâbi tutulabilir, bir sarsıntı ile Allah tarafından yerle yeksan edilebilirsiniz.
Tüm bunların yanı sıra “her yöne yanlı” olmadan, sizi kimin satışa çıkaracağını önceden bilme gibi sorumluluğunuz da vardır.
Zaten öyle sırıtır ki satıcı tipler, geçmişi sattığı insan mezarıdır!
''Beni sat, benden bir halt olmaz, ben seni kullanıp bir adım yukarı çıkmak istedim ama sen de bunu gördün'' diyerek yarı yolda bırakılanlar da kendinin satıldığını düşünmez zaten. Sadece etrafına “satıldık ince ince, ayrılıklara bölündük” gibi şarkılar terennüm eder ama onlara da yalnızca Abdurrahman Çelebi’nin keçisi gibi her denileni onaylayan tipler inanır.
Ne acı ki, günümüz toplumunda artık kimse kimseye güvenmemekte ama herkes birbirine güveniyor gibi görünmekte!
Beklentilerin olduğu bir dünyada bunu anlamak zor değil fakat gelip geçici dünyada insanları satacak kadar aşağılık beklentilere girmek gerçekten anlaşılır gibi değil!