Türk lirası, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turundan sonra hızla değer kaybetmeye başladı. Bugün sabah saatlerinde yaşanan günlük değer kaybı yüzde 7'nin üzerine çıktı. Piyasalar, Hazine ve Maliye Bakanlığına Mehmet Şimşek'in getirilmesiyle birlikte ekonomi politikalarında "rasyonel" bir zemine dönüleceği beklentisiyle hareketlenmişti. Ancak, döviz kurlarında yükseliş trendi devam ediyor.

Sermaye sınıfının uzun süredir "rekabetçi kur" talepleri dikkate alındığında, döviz kurlarındaki yükselişin beklentilere uygun olduğu görülüyor. İhracatçı kesimler, ABD dolarının en az 25 TL düzeyinde olması gerektiği konusunda açıklamalar yapıyordu ve döviz kurlarının yükselmesi bu talepleri destekliyor.

Ancak, Türk lirasının değer kaybetmesinin enflasyonla mücadele açısından olumsuz bir etkisi olduğu gözlemleniyor. Türkiye'nin hammadde ve ara malında ithalata bağımlı yapısı, döviz kurlarındaki artışın sadece ithal nihai ürünleri değil, aynı zamanda yerli imalat sanayinde üretim maliyetlerini de artırmaya başlayacağını gösteriyor. Bu durumda, ek önlemler alınmadığı takdirde fiyat artışları zincirleme olarak yaşanabilir.

Önümüzdeki dönemde asgari ücret, memur ve emeklilere yapılacak ücret zamları kritik bir konu haline gelecek. Ancak, doğalgaz faturaları için uygulanan "sıfır fiyat" politikası, Mayıs ayındaki enflasyon rakamlarının baskılanmasına yardımcı oldu. Bu nedenle, dövizdeki artışın fiyatlara hemen yansımayacağı ve Haziran ayı enflasyon rakamlarının da birkaç gün gecikmeli olarak açıklanacağı belirtiliyor.

Fenerbahçe'nin yeni yüksek divan kurulu başkanı belli oldu Fenerbahçe'nin yeni yüksek divan kurulu başkanı belli oldu

Bu durumda, döviz kurlarının yükseldiği Mayıs-Haziran aylarının ardından Temmuz ayı başında ücret zamlarının yapılması bekleniyor. Ancak, enflasyon rakamlarının baskılandığı bir dönemde ücretlerdeki artışın yeterli olmayacağı ve emekçi kesimlerin hızlı yoksullaşmanın etkilerini daha da hissetmesi bekleniyor.