“Dinozorlaşmak” ifadesini ilk defa Prof. Dr. Mina Urgan’ın “Bir Dinozorun Anıları” adlı kitabında okumuştum. Mina Urgan dinozorlaşmayı; anıları olan, bilgili ve deneyimli anlamında kullanıyordu. Dinozorlaşmak, bilgi ve deneyim açısından yeterli ve yetkin olmak anlamına gelse de, eskimek, demode olmak ve değişime ayak uyduramamak anlamına da gelmektedir.

Dinozorlar boyları, kiloları ile devasa yaratıklardır. İklime ve çevresel koşullara uyum sağlayamadıkları için nesilleri yok olmuştur. Günümüzde değişime ayak uyduramayan, öğrenmeye kendisini kapatan, inovasyondan uzak sistemler için “Dinozor Sendromu” ifadesi kullanılmaktadır. Nokia’nın 520 model çıkartmasına rağmen, değişime ayak uyduramaması, yeni teknolojileri sisteme entegre edememesi, yok olmasında etkili oldu. Eğitimde de dinozorlaşma belirtileri var mıdır? Dinozorlaşan eğitim kurumlarının akıbeti ne olur?

Pandemi döneminde uzaktan eğitim uygulamalarını öğrenip geliştirerek, entegre edemeyen eğitim sistemleri ve kurumlarını bekleyen sorun, “Dinozorlaşma Sendromu” olarak ifade edilebilir. Dinozorlaşma öncelikle eğitim sistemlerinin üst yönetiminde başlar. Üst yönetim, değişime direnir, üst sistemi değişime uygun hale getiremezse, sistem entropiye maruz kalır. Bu sorunu çözmenin en pratik yolu, sorunu doğru tanımlamak, sorunun çözümü ile ilgili yeterli düzeyde veri toplamak, veriye dayalı olarak olası sorun çözme alanlarını tanımlamak ve en optimal seçeneği seçip uygulamak, dönüt ve düzeltme yapıp yola devam etmektir.

Eğitim sistemlerinde göreceli olarak belirli değişim uygulamaları yapılır. Bu değişim uygulamaları karbon monoksit ile intihar etmeye benzer. Uzun süre karbon monoksite maruz kalan organizma farkında olmadan, acı çekmeden zehirlenerek ölür. Donarak ölme de, benzeri özellikler gösterir. Eğitim kurumları, yaptıkları bazı iyileştirme hareketleri ile sistemi yenilediklerini düşünürler. Aslında karbon monoksit ile zehirlenerek ölümü bekleyen kişiden farksızdırlar.

Eğitim sistemlerinin dinozorlaşmasında etkili olan değişken, politize olmuş bürokrasi ve siyasal erkin eğitim sistemi üzerindeki etkisidir. Eğitim sistemleri liyakat üzerine kadrolaşamadığında, liyakatsiz bürokrasi, eğitimde dinozorlaşmaya alt yapı oluşturur. Üst düzey yönetimin; eğitim politikaları, karşılaştırmalı eğitim, vizyon, eğitim ekonomisi, eğitim planlaması, eğitimde değişim gibi uygulamalardan uzak olması, eğitimsel uygulamaları malumun tekrarına taşır ve bu durum, köklü fakat hatalı yapılanmaların oluşumunda etkili rol oynar. Amacının dışında işlev gören, amacının dışında gizli amaçlara hizmet eden eğitim örgütleri ortaya çıkar. Mevcudu değiştirmek yerine mevcudu güçlendirip, kök salmasını sağlamak, eğitimde dinozorlaşmayı meşru bir zemine oturtmaktır.

Katı bürokrasi, sabit müfredat, mayınlı alanlar ve eğreti hazırlanmış ders kitapları, malumun tekrarını pekiştirdiği için, fasit bir daire yaratır. Bu fasit daire kendi merkezinde dönmeye ve yörüngesinden çıkamama patolojisine tutulur. Bu durum diğer değişkenler ya da düşüncelerle birleşip etkileşime giremediğinde, gelişme ve değişme ortaya çıkmaz. Yapı hantallaşmaya, kabuk bağlamaya ve kök salmaya başlar.

Liderliğin en önemli özelliklerinden birisi, üst yönetimin liderliğidir. Eğer üst yönetim liderlik yapamazsa, alt birimlerin harekete geçmesi imkânsızdır. Kifayetsiz muhterislerden oluşan üst birim bu değişimin harekete geçirici özelliğini ortaya koyamazsa, alt birimlerde de dinozorlaşma belirtileri ortaya çıkar. Dinozorlaşan yapılanmalarda “İşleri doğru yapan ama doğru işler yapmayan” bir davranış kalıbı ortaya çıkar. Bu durum, eğitimde dinozorlaşmanın fark edilmemesini, hatta yapılanmanın doğru bir yolda olduğu algısını yaratır. Bu da, kaçınılmaz sonun başlangıcını oluşturur.

Dinozorlaşan eğitim sistemleri, dinozorlaşmayı hastalık olarak görmeyen, bilakis dinozorlaşmanın gerekli olduğuna inanan nesiller yetiştirir. Bu durum, dinozorlaşmayı daha da güçlendirir ve dinozorlaşamayan kişiler ötekileştirilip sistemin dışına itilir. Her dinozor kendisi gibi dinozor yetiştirdiği için, dinozorluk üst düzey değer haline dönüşür ve pekişir. Kafeste yaşayan kuşlar, uçan kuşları esaret altında olduklarını düşünmeleri gibi bir durum ortaya çıkar.

Dinozorlaşan eğitim sistemlerinde görülen en önemli özelliklerden birisi de, sürekli devri sabık aramaktır. Sınıf öğretmenleri aileleri, ortaokul öğretmenleri sınıf öğretmenlerini, lise öğretmenleri ortaokul öğretmenlerini, üniversite öğretim üyeleri temel eğitim ve ortaöğretimi suçlar. Böylece yanlış raylarda doğru giden tren güzergâhı belirlemeye çalışırlar. Devri sabık bulunduğunda ya da ilan edildiğinde sorunun çözüleceğini beklemek, havanda su dövmekten farksızdır. Devri sabık belirlemek, sorunu doğru anlayıp tanımlama ve çözüm yolu üretme aşamasında kullanılıyorsa sorun yoktur. Ancak sorunu tanımlayıp meydan okuma ve suçlama bağlamında kullanılıyorsa sorun çözülmez. Yeni çatışma alanları yaratılır ve örgütsel barış yok edilir. Başka da bir işe yaramaz.

Dinozorlaşan eğitim sistemleri pansuman modellere yönelir. Kanayan, iltihaplanan, çizilen alanlar pansuman edilir ve hastanın yaşaması sağlanır. Eğer bir organizma sık sık iltihaplanıyorsa, yaralar kabuk bağlıyorsa, muhtemelen vücudun iç organlarında iltihap üreten hastalıklı bölgeler vardır. Teşhis ve tedavi bu bağlamda oraya koyulduğunda sorun çözülebilir. Sıtma ile mücadele ederken sivrisinekleri öldürmek çözüm değildir. Bataklığı kurutmak gerekir. Bataklığı kurutmadan sivrisineklerle mücadele edebilmek, üst düzey sorun çözme yaklaşımıdır.

Dinozorlaşan eğitim sistemleri sınav sonuçlarına, skorlara ve popüler eğitim uygulamalarına odaklaşır. Dünyanın birçok ülkesi PISA ve TIMMS sonuçlarına göre, eğitim sistemlerinde radikal değişikliklere giderler. Bu algı dinozorlaşmanın bir sonucudur. Eğitim sistemini uluslararası yapılan bir sınav sistemine göre dizayn etmeye kalkışmak doğru bir yaklaşım değildir. Her ülkenin eğitim alt yapısı, eğitim amaçları, eğitimden beklentileri aynı özellikler taşımaz. PISA ve TIMMS’deki göstergeler önemli bir veridir ve değerlendirilmesi gerekir. Bazı ülke öğrencileri bu becerileri sergilediği halde bizim ülkemizin çocukları neden bu becerileri üst düzeyde gerçekleştiremiyor? Sorusunun sorulması ve detaylı araştırma yapılması tavsiye edilir. Ancak başka ülke çocukları 100 metreyi 50 saniyede koşarken, bizim çocuklar henüz emekleme aşamasında değilse, eğitim sistemini kendi içerisinde yeniden düzetme yoluna gitmek, önce emeklemeyi, sonra tay duruşunu, sonra yürümeyi sonra da koşmayı öğretmek gerekir.

Dinozorlaşan eğitim sistemlerinde herkes eğitimden anlar ve herkes eğitimle ilgili konuşur. Siyasetçisi, gazetecisi, esnafı eğitimle ilgili konularda fikir yürütür. Eğitimciler siyasallaşır ve sendikal üstünlük peşinde koşmaya başlar. Öğretmenin zihninde eğitimde kaliteyi artırma ve kendi niteliğini artırıp yetkin hale gelme varsa, dinozorlaşma etkisini kaybetmeye başlar. Öğretmen de mevcut sürecin paydaşı olursa, dinozorlaşma takım oyunu haline dönüşür.

Sonuç olarak her sistem dinozorlaşma belirtisi gösterebilir. Önemli olan bu yapıyla nasıl mücadele edildiğidir. Milli Eğitim Bakanlığı “2023 Eğitim Vizyonu” ile mevcut sistemde bir değişimi, dönüşümü yakalamak ve sistem bütünlüğü sağlayarak eğitsel sorunları çözmeye çalışmaktadır. Bu durum, iyi bir başlangıç özelliği taşımasına rağmen, değişim bir takım oyunudur ve tüm paydaşların ön koşulsuz destek sağlaması gerekir. Dinozorlaşma diğer örgütlerde yaşandığında sadece ekonomik kayıp ortaya çıkarken eğitim sisteminde dinozorlaşma yaşandığında tüm alanlarda kayıp ortaya çıkmaktadır. İyi insan, iyi vatandaş yetiştirilememekte, geleceğin insan tipi ipotek altına alınmaktadır. Bu sebeple dinozorlaşma kaçınılmaz bir durumdur. Önemli olan dinozorlaşma ile nasıl mücadele edildiği, sorunların nasıl çözüldüğü ve gelecekle ilgili planların nasıl yapıldığıdır. Eğitim sistemleri değerlerle beslenmeyen sloganlarla, bir yere varamaz. Bu değerler, coğrafyanın, tarihin, kültürün ve inanç sisteminin ortak bileşenleri ile oluşturulabilir. Eğitim sistemlerini dinozorlaşmaktan kurtarmak için; sürekli kabuk değiştiren, değişim ihtiyacını doğru ve zamanında fark eden, süreci iyi okuyan ve alt yapısını oluşturup kararlı modeller ortaya koyabilen sistemler haline geldikçe dinozorlaşmaktan kurtulacaktır.

Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU