Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde doktora öğrencileriyle yaptığı söyleşi yayımlandı. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

Artan boğaz trafiğini karşılamak için Kanal İstanbul elimizdeki tek imkan. Kanal İstanbul'un iki yanında, yatay mimari yapılanmasıyla 500 bin kişilik şehir kurmayı planlıyoruz. Ülkemize çağ atlatacak böyle bir projeyi muhalefetin insafına bırakamayız. 

NATO Zirvesi'nde son görüşmeyi Sayın Biden ile yaptık. Başarılı bir görüşme oldu.

Siyasette yalan varsa, ona asla prim veremeyiz. Katar öğrencilerini bize gönderiyormuş, sınavsız tıp fakültelerine alıyormuşuz. Böyle bir şey olabilir mi?

Müsilajın nedenlerine, yerel yöneticilerin işbilmezliğini de eklemek lazım. Müsilajla mücadele, bitene kadar sürecek. 

TÜRKİYE'NİN GELİŞTİRDİĞİ TURKOVAC

Turkovac bizim sınavımız olacak. Eylül, Ekim gibi artık buradan bir netice alalım istiyoruz. 

Bize düşen neyse yapmaya kararlıyız. Bütün laboratuvar çalışmaları devam ediyor. Deneyler yoğun şekilde devam ediyor. 

ÜNİVERSİTELERE YÖNELİK 'ÖZGÜRLÜK' ELEŞTİRİSİ

Türkiye’de akademik özgürlüğün olmadığı herhangi bir üniversite söz konusu değil. Bizim herhangi bir üniversitede özgürlüğü kısıtlamak diye bir derdimiz yok.

(Boğaziçi Üniversitesindeki eylemler) İlmin ve irfanın merkezini eğer biz teröre kurban edersek yazık olur. 

TÜRKİYE'DE DEMOKRATİKLEŞME 

Demokratikleşme konusunda sıkıntımız olduğunu zannetmiyorum. İsteyen istediğini yapıyor. İsteyen parti kuruyor, dernek kuruyor. Bunlar başımıza gelince kavga mı ettik? Girdik, seçimi aldık. 

Şu anda terör estirenlere, PKK'yla işbirliği yapanlara bakın. Biz bu mücadelenin kesinlikle demokrasi içerisinde ve demokratikleşme sürecini koruma altına alarak yürütmek durumundayız. Bunun da tek yolu siyasi partilerin içerisindeki örgütlenmedir. 

GÜLÜMSETEN DİYALOG

(Bu kadar yıldır ülke yönetiyorsunuz, insan yönetiyorsunuz. Darlandığınızda ne yapıyorsunuz?) Darlandığımda torunları arıyorum. Zaman zaman torunları aramak, kendi meşgale alanımızı genişletmek... Boş kalma gibi bir durum olmuyor. 

(Gençleri anlamadığınız yönünde eleştirilere ne diyorsunuz?) Benim gençliği anlamama gibi bir durumumun olmasını düşünmem hiç mümkün değil. Zira şu 18-19 yıllık süreç içerisinde ciddi manada gençler üzerinde yaptığımız yatırımlar ortadadır. Kaldı ki ruhu genç olan birisiyim. Tüm gençlik çalışmalarının içerisinden gelmiş birisiyim. Benim gençlikten uzak kalmam mümkün değil.