Arabuluculuk yöntemiyle birçok anlaşmazlık dava yoluna gidilmeden sonuca bağlanırken, bazı anlaşmazlıklara ise davaya taşınııyor. En başta ev sahiplerinin açmış olduğu tahliye davaları uzun yıllar görülebiliyor ve bu konuda da bazı sıkıntılar baş gösteriyor. Ancak sisteme geçerli olacak şekilde açılan bir tahliye davası kısa bir zaman zarfında çözülebiliyor.


Gerçek hayatta olan bir olayda ise bir ev sahibi kiracı uyuşmazlığına göre 10 yıldan fazladır ikamet eden kiracının evden ayrılmasını talep ediyor. Bununla beraber önce arabuluculuk sistemi devreye alınıyor ancak kiracı evden çıkmak reddetiğini söyleyip kirasını yüzde 25 zamlı ödemek istediğini söyleyince her iki taraf da anlaşamadığından dolayı tahliye davasına başvuruluyor.


‘ARABULUCULUK BAŞVURUSUNDA BULUNDU’

Dava aşamalarına yönelik  detayları Avukat Gizem Gonce açıkladı. Gizem Gonce konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Müvekkilim ev sahibi ve evinde oturan kiracı da 10 yılı aşkın süredir bu evde oturan bir kiracı, öncelikli olarak ev sahibi arabuluculuk başvurusunda bulundu. Kiracı evden çıkmak istemediğini, yüzde 25 artış yaparak oturmak istediğini belirtti. Bunun üzerine arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılamamasından kaynaklı olarak tahliye davası açıldı.


ÖNEMLİ OLAN: 2HAKLI BİR NEDENLE İHTARNAME GÖNDERİLMESİ'

Erdoğan'dan 1 Mayıs açıklaması: Taksim miting yeri değildir Erdoğan'dan 1 Mayıs açıklaması: Taksim miting yeri değildir

Tahliye davasında da süreç ilk duruşmada taşınmazın tahliyesine karar verilmesi şeklinde sonuçlandı. Burada önemli olan husus öncelikle haklı bir nedenle ihtarname gönderilmesiydi. Ev sahibi ihtarname göndermek suretiyle sözleşmenin yenilenmeyeceğini, kira sözleşmesinin yenileneceği tarihten en az 3 ay önce bunu bildirmişti.

'TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ'

Bunun akabinde ihtarnameden sonra arabuluculuk sürecinde tahliye konusunda anlaşma sağlanamamasından kaynaklı açılan tahliye davasında kiracının aleyhine bir karar çıktı, yani tahliyesine karar verildi.

Aslında tahliye davalarının uzun sürdüğü söylense de usulüne uygun olarak Türk Borçlar Kanunu’ndaki kurallara uygun bir şekilde yapılan tahliye davaları 3 ay içerisinde sonuçlanabiliyor.

‘HIZLI ALINAN BİR KARARDIR’

Ev sahibi bu hakkını uygun bir şekilde kullanarak 10’uncu yılını dolduran kiracısını yasalara uygun bir şekilde tahliye etti. Bu karar hızlı alınan bir tahliye kararıdır. Aralık ayında süreç başladı ve mart ayında karar tahliye ile sonuçlandı.

‘BİR YIL DAHA UZAMIŞ SAYILIYOR’

Türk Borçlar Kanunu’nun 347’nci maddesine göre konut ve iş yeri kiralarında kiracı belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az 15 gün önce bildirimde bulunmadıkça sözleşme aynı koşullarda bir yıl daha uzamış sayılıyor. Kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez ancak 10 yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az 3 ay önce bildirimde bulunmak sureti ile herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.


Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından 10 yıl geçtikten sonra genel hükümlere göre fesih bildirimi ile sözleşmeyi sona erdirebilir.

‘GEREKLİ 4 ŞART SAĞLANMALI’

Bölge Adliye Mahkemesi 35’inci Hukuk Dairesi’nin kararına göre kira sözleşmesinde 10 yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye davası kararının verilebilmesi için 4 şart var. Bu 4 şart şu şekildedir: Kira süresinin sona ermesi, 10 yıl uzama süresinin dolması, sürenin dolmasından sonra yeni kira döneminden en az 3 ay önce kiranın yenilenmeyeceğinin kiracıya ihtar edilmesi ve bir sonraki kira döneminde tahliye davasının açılmasıdır.

Bu tahliye kararı 10 yılı aşan kira sözleşmelerinde Türk Borçlar Kanunu’nun 347’nci maddesinde gerekli 4 şartın sağlanması halinde çok hızlı şekilde tahliye kararının çıktığını gösteren bir karardır.” şeklinde konuştu.