EĞİTİMDE ÇOK İLERİ GİTTİK ÇOK!

Türkiye’de eğitimin en önemli sorunu ne diye sorsalar;

Eğitimde ileriye gitmek! Derim.

Evet, yanlış okumadınız…

Türkiye eğitimde ileriye gitti, hem de çok ileriye…

En önemli sorunumuz da budur bence.

Teknolojik anlamda ileriye gitti.

Öğrencilerin gereğinden fazla özgürleşmesi(!) anlamında ileriye gitti.

Velilerin patron olması anlamında ileriye gitti.

Öğretmenlerin teknolojiyi çok sıkı bir şekilde kullanmaya başlamalarında ileriye gitti.

İtiraz edebilirsiniz, ne var bunda, gayet güzel bu gelişmeler, diyebilirsiniz…

Evet, bir yerden bakılınca;

Öğrencilerin özgür olması, vergisini ödeyip öğretmenlerin maaşını veren velilerin patron olması, okullarda öğretmenlerin etkileşimli tahtayı kullanarak derslerini işlemeleri falan güzel şeyler…

Ama bunun öğrenciye yansıması da aynı derecede güzel mi ona bakalım…

Ak Parti iktidar olduğu günden beri, kendi iç dinamikleri ve sosyal politikaları gereği, geleneksellikten uzak durmamalıydı ama bunun tam tersini yaptı.

Eğitimde asıl sorunu teknolojik yönden gelişmemiş olmamıza bağladı hükümet. Bir yere kadar doğruydu… Sorun olarak teknolojik yetersizliği kabul edenler, teşhisi de ona göre koydu. Politikalarını da ona göre belirledi.

Birbirine paralel olarak gitmesi gereken, teknolojik açıdan geliştirme ve geleneksel yöntemlere eğitimi devam ettirme konusunu algılayamadı tüm bakanlar…

Disipline edilmemiş öğrencilerin başıboşluğu,

Okullara patron edasıyla gelen velilerin öğretmenlere kurduğu olumsuz baskı ve öğrencilerin bu durumdan vazife çıkarıp iyice zıvanadan çıkması,

Öğretmenlerin el yordamıyla değil de, tak-izlet metoduyla ders anlatması eğitimde ciddi sorunlara yol açtı. Akıllı tahtayı öğrencileri oyalamak, akıllı telefonu da kendisini oyalamak için kullanan öğretmenler türemeye başladı. (Her seferinde not düşmek zorunda kalıyorum, lütfen her öğretmen üstüne alınmasın)

Ben çocuğumla arkadaş gibiyim diyen ana babaların çocuklarından henüz ortaokul çağında kimle ne aşk yaşadığını öğrenmesi gibi, öğretmen-öğrenci arasında da farklı bir diyalog oluşmaya başladı.

Öğrenciler öğretmenlere aşklarını(!) anlatmaya başladı okullarda…

Dayak olayına şiddetli bir şekilde karşı olan ben, disiplin konusuna da aynı şiddetle taraftarım…

Bakanlık bu konuda zerre geri adım atmıyor, artık macun tüpten çıktı geri sokmaya çalışmak nafile gözüyle mi bakıyorlar bilmiyorum ama…

Acilen önlem alınmazsa;

Eğitimde geriye doğru gitmezsek, sorunlar git gide içinden çıkılamaz hale gelecek…

Bu yazı, bakanlığın politikasını değiştirmeyecek ama veliler ve öğretmenlerin gelenekselliğe dönme konusunda en azından çaba sarf etmeleri yerinde olur, diye düşünmekteyim.

- - - -