İşte Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya'nın bu konudaki açıklamaları… TOPLUMDA FARKLI AŞI PROFİLLERİ VAR CovId-19 aşıları ile ilgili toplumda oldukça farklı profiller var. Hiç aşı olmayan, iki doz inaktif aşı ile aşı olan, tek doz inaktif aşı olan, tek doz mRNA (BioNTech) aşısı olan, çift doz mRNA aşısı olan ve hastalığı geçiren, hastalığı geçiren ve tek doz aşı olan gibi bağışıklık açısından çok farklı kişi profilleri şu anda bir arada bulunuyor. Doğal olarak bu kişilerin hastalık riskleri de farklı… KİMLER SÜPER BAĞIŞIKLIĞA SAHİP? Farklı teknolojilerle üretilen aşıların bağışıklık sistemine etkilerinin farklı olduğu biliniyor. Bilimsel çalışmaların verilerine göre iki doz inaktif aşı (CoronaVac) ortalama 4-6 ay koruyuculuk sağlıyor. Hastalığın geçirilmesi ortalama 6-8 ay, iki doz BioNTech ile aşılanma ortalama 9-11 ay koruyuculuk sağlamakta. Hastalığı geçirip tek doz aşı ile aşılananlarda koruyuculuk oranı oldukça yüksek olarak saptanmakta. Son dönemlerde yayımlanan bilimsel makalelerde hastalığı geçiren ve mRNA aşısı ile aşılanan kişilerin varyantların çoğuna karşı bağışıklık kazandıkları ve bu nedenle “süper insan bağışıklığına” sahip oldukları bildirildi. HAYATİ BİR UYARI Bugün için elimizdeki bilgilere göre uzun süreli koruyuculuk için mRNA aşıları daha avantajlı gibi görünmekte ve mRNA aşısının iki dozu arasındaki süre 6-8 haftaya kadar uzayabilmekte. Covid-19 geçirmiş olmak ya da iki doz aşı olmak kişileri bir yıl bile korumadığı için özellikle romatizmal hastalıklar gibi hastalıkları olduğu için bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaç kullanan kişilerin bir an önce aşı takvimini tamamlamaları önemlidir. Rutin olarak aşı olan herkesin antikor düzeyine bakılması şu an için rehberlerde önerilmemekle birlikte, bağışıklık sistemi baskılanmış hastaların aşı dozundan 4 hafta sonra en az bir kez antikor düzeyini ölçtürmesi gerekir. GRİP VE ZATÜRREYE DE DİKKAT! Havaların soğuması ve kapalı alanlarda insanların daha kalabalık olarak bir araya gelmesi, maske ve mesafe kurallarına da daha az uyulması nedeniyle diğer solunum yolu hastalıklarının sıklığında da artış görülmekte. Dolayısıyla bu dönemde risk grubundakilerin zatürre ve grip aşılarının da yapılması oldukça önemli.