Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Demir, binayı deprem anında temel mi yoksa zemin mi taşır sorusuna cevap veriyor.

6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş Merkezli, 7.7 ve 7.6'lık büyük iki deprem sonrası insanlar deprem alanı ile ilgili birçok bilgiye daha çok ihtiyaç duymaya başladı.

Bu cevabı bekleyen sorulardan bir tanesi de "Binayı deprem anında temel mi yoksa zemin mi taşır?" sorusu idi.

Bununla ilgili Doç. Dr. Gökhan Demir, taşıyıcı olan temel değil zemin olduğunu söyledi. Doç. Dr. Gökhan Demir, binaların yapılacağı zeminlerin iyi etüt edilmesini söyledi. Demir, inşaatın olacağı zeminden örneklerin alınıp laboratuvar ortamında deneylerden geçip zeminin kalitesinin mutlaka iyi ölçülmesinin gerektiğini söyledi. Bunu yaparken zeminden alınan numunelerin mutlaka korunması gerektiğini söyledi.

Doç. Dr. Gökhan Demir, zemin ile yapı ilişkisinin çok önemli olduğunu belirtti. Demir, zeminin ne kadarlık alanına bina yapılacağı, kaç kat olacağı çok önemli olduğunu söyledi. Binayı taşıyan atılan temel değil zemin olduğunu belirtti. Bundan dolayı metre metre zeminin yapısının değişebileceğini belirterek iyi etüt yapılmalı dedi. Zeminde bir zayıflık varsa doğru tekniklerle güçlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. 

Doç. Dr. Gökhan Demir'in sözleri şöyle: "Zemin etütlerinde öncelikle planlama yapmaktayız. Deprem yönetmeliğine göre kaç metrekarelik alanda zemin etütü yapacağımızı ve bu alanlarda kaç tane sondaj yapılması gerektiğini belirliyoruz. Bu planlama sonrasında zemin etütü yapan firmalar vasıtasıyla parsel üzerinde belirlenen noktalarda, özellikle de yapı altına denk gelecek şekilde sondajlarımızı yapıyoruz. Zemin etütlerindeki amaçlardan bir tanesi ve en önemlisi zeminin belirlenmesi, numune alınması, alınan numunelerin arazi ortamında doğal koşulları muhafaza edebilecek bir şekilde saklanması ve bu koşulları muhafaza edecek şeklide laboratuvara taşınmasıdır. Çünkü bu değerler muhafaza edilmeli ki laboratuvar ortamında deneye tabi tutulması sırasında en ufak bir bozulmaya maruz kalmasın. Yani doğal durumunu koruması önemli. Bu şekilde zeminle ilgili bilgiler doğru bir şekilde elde edilir. Farklı zeminlerde, farklı zemin iyileştirmeleri yapılabilir.

Özellikle geoteknik mühendisliğince, zemindeki problem değerlendirilmelidir. Zemin durumu, farklı metrelerde farklılık gösterebilir. Bu noktada doğru zemin etütü yapılmalı. Belirlenen zemin etütlerinin dikkatlice ve hassas bir şekilde elde edilmesi gerekir. Çünkü elde edilen değer, zemin mühendisinin zeminin taşıma gücünü belirlemesinde kullandığı için, başlangıçta yapılacak hata taşıma gücündeki ve temel seçimindeki hataya sebebiyet verecektir. Mutlaka zemin etütlerini doğru yapmalıyız, üst yapıyla beraber geoteknik değerlendirmeyi doğru yapmalıyız. Sonrasında da iyileştirme gerekiyorsa iyilieştirmeyi alansal bazda planlamanın doğru yapılması sonrasında uygulamanın da düzgün yapılmasını sağladıktan sonra herhangi bir problem yaşamayız." dedi.