AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Meclis'in bu hafta sağlık çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesini de içeren kanun teklifi ile İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi'ni yasalaştırmak için mesai yapacağını belirtti. Döner sermaye ödemelerinin, sağlık çalışanlarının tamamını kapsayacak şekilde genel bütçe üzerinden yapılabilmesine imkan tanıyan düzenlemenin Genel Kurul gündemine geleceğini dile getiren Akbaşoğlu, "5 bin yeni sözleşmeli doktorun, Sağlık Bakanlığı bünyesinde istihdamını da öngören bu kanun teklifi, bu konudaki iyileştirmelerin yansıması olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu. Çalışanların durumlarının iyileştirilmesine ilişkin önemli bazı başlıkların temmuzda hayata geçirileceğini anlatan Akbaşoğlu, "Bugüne kadar toplumumuzun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmedik, hiçbir zaman ezdirmeyeceğiz. Toplumun bütün kesimlerine dönük olumlu adımları atmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı. Akbaşoğlu, memur ve emeklilere temmuzda enflasyon farkı ödeneceğine işaret ederek, "Yeni ekonomi modeli çerçevesinde her türlü olumlu adımı atarak milletimizin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması konusunda nice güzel adımların bir başka versiyonunu temmuz ayı içerisinde hep beraber görmüş olacağız. Bu manada hem fiyat istikrarının sağlanması hem de maaşların, ücretlerin artırılması suretiyle alım gücünün artırılmasına dönük bütün bu olumlu adımlar peşi sıra gelecek." dedi. - "Vatandaşların içinde bulunmaktan uzak yaklaşım sergiliyorlar" Gazetecilerin de sorularını yanıtlayan Akbaşoğlu, "Ankara'da yaşanan sel felaketinden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın sorumlu olduğu" yönündeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine, bu süreçte yaşanan bazı olayların, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin, yerel hizmetlere yoğunlaşmadığını ortaya koyduğunu dile getirdi. Yaşanan felaketlerin hemen akabinde vatandaşlarla beraber olması gerekenlerin, vatandaşların içinde bulunmaktan uzak, adeta kendilerini unutturmaya dönük bir yaklaşım sergilediklerini belirten Akbaşoğlu, "Kendilerine tavsiyemiz; genel siyaset, Cumhurbaşkanlığı adaylığı gibi hususlarla gündeme gelmektense yerel anlamda Ankara'ya yapılacak hizmetlerle ve bu tür felaketlerin önlenmesine dönük alınan tedbirlerle gündeme gelmelerinin daha doğru olacağı yönünde. Bu konuda bütün olaylar ve süreçler vatandaşlarımızın maşeri vicdanının takdir edeceği şekilde açık ve seçik cereyan ediyor." görüşünü paylaştı. - "Beşinci kol faaliyeti olarak değerlendirilebilir" AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, emekli bir büyükelçinin, adalar konusunda Yunan tezlerine destek veren açıklamalarda bulunduğunun anımsatılması üzerine, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaya koyduğu milli egemenliğe, milli menfaate dayalı dış politik yaklaşımı baltalamaya ve Yunan tezlerine içeriden destek vermeye dönük bu yaklaşım ancak olsa olsa beşinci kol faaliyeti olarak değerlendirilebilir. Bu CHP zihniyetinin, bu mandacı kafanın yaklaşımları asla ve kata kabul edilemez. Bunu zinhar reddediyoruz. Bunu milletimize ve devletimize karşı Yunanlılar menfaatine bir açıklama ve girişim olarak görüyoruz." sözlerini sarf etti. İstanbul'da bölücü terör örgütü lehine slogan atarak yürüyüş yapmak isteyen grupta yer alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz'in, görevli polis memuruna yumruklu saldırısını da değerlendiren Akbaşoğlu, şunları kaydetti: "Milletvekili sıfatını taşısa dahi kanunları çiğnemeye dönük bir yaklaşım hiç kimseye tanınmamıştır. Milletvekili dokunulmazlığı farklıdır. Milletvekili sıfatıyla suç işleme özgürlüğü yoktur. Kamu görevlisine kamu görevini yapmaktan ötürü fiili saldırıda bulunma, yumruk atma milletvekili de olsa kimsenin hakkı, haddi olamaz. Apaçık hukuka aykırı, devletin yetkilisine düşmanca, hunharca yaklaşım asla kabul edilebilecek bir yaklaşım değil. Devletin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğü üzerine yemin eden milletvekillerinin, terörist başıyla ilgili bir gösteride bulunması ve buna öncülük ederek kamu görevlisine yumruk atması ancak ve ancak lanetlenmesi gereken bir davranıştır. Asla kabul edilemez. Ceza hukuku bakımından da gerekli işlemler ilgili ve yetkili kişi ve kurumlar tarafından mutlaka başlatılıp gereği yapılacaktır. Bu manada merkezinde HDP'nin bulunduğu 6'lı koalisyonun da herhangi bir açıklamada bulunmaması, bu konuyu telin etmemesi ve kınamaması, hep birlikte buna dönük bir yaklaşım sergilememesi de bu ittifakın nereden nereye evrildiğinin bir alametifarikası olarak karşımızdadır. 6'lı ittifaka söylüyorum, siz terörü ve teröristi kınamayanlarla beraber, aynı yolda mısınız?"