Kamudanhaber- Özel haber

Murat Kenan Erdem

Yazarımız Murat Kenan Erdem, 7. Dönem Toplu Sözleşme sürecini ve Sen(duALİzm)’i sizin için değerlendirdi.

“Talat Yavuz, Eğitim-Bir-Sen adına Ali Yalçın’ı temsilen eğitim iş kolu sözleşmesine imza atarken, Ali Yalçın aynı masada Genel Metne imza atmayacak.”

Dün akşam gerçekleştirilen son görüşme sonrasında Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, basın açıklaması yaparak görüşmelerin sonucunu duyurdu. Ali Yalçın, yapılan görüşmeler sonucunda toplam 341 madde üzerinde anlaşma sağlandığını ve bu maddelerin 11 farklı hizmet kolunu kapsadığını ifade etti.

Ali Yalçın, oransal zam konusunda ise tam bir anlaşma sağlanamadığını ve bu konunun hakem kuruluna taşınacağını açıkladı. Yani, memur ve kamu çalışanlarının zam oranlarına ilişkin son kararı hakem kurulu verecek.

Bu, şu anlama geliyor. Memur-Sen’e dolayısıyla Ali Yalçın’a bağlı 11 sendika başkanı kendi iş kollarına ilişkin 7. Dönem Toplu Sözleşmeyi imzalayacak ama Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın Genel Metni imzalamayacak. Konu hakem heyetine gidecek. Peki, neden böyle bir yönteme başvurulmuş olabilir?

Açıklayalım:

Heteredoks ekonomi politikalarından ortodoks ekonomi politikalarına geçişin yarattığı ikircikli durumun sendikal alana etkisi; adına “Sendikal DuAlizm” diyebileceğimiz bir yöntemle aşılıyor...

Sanayide işçi sınıfının hareketiyle kapitalist toplumu dönüştürme amacını taşıyan bir düşünceler, hareketler ve eğilimler olarak tanımlanan sendikalizm hizmet sektörünün gelişmesiyle memur sınıfını da çatısı altına alma çabasındaydı... Ve çalışan sınıfın egemenliğine dayalı bir sistem öngörüyordu. Bu egemenliği sağlamak için şiddeti meşru gören hareket, kimi yerlerde anarko-sendikalizme dönüştü. Günümüzde sendikal hareketler, önemli ölçüde egemenlik iddiası öne sürmek şöyle dursun: sisteme eklemlenmeye hatta sistemden nemalanmaya başladılar.

Düalizm’e gelince; genellikle birbirine karşı çıkan iki temel kavramın var olduğuna dair ahlaki veya ruhsal inançtır. Düalizm, TDK sözlüğünde de ikicilik anlamına gelmektedir. Bunun haricinde maddesel veya metafizik üzerine var olan formların, herhangi bir alanda birine karşı zıt kutupta olması şeklinde de ifade edilebilir.

Kartezyen düalizme gelince: Kartezyen düalizmin en bilinen savunucusu Rene Descartes, özleri ikiye ayırır: zihinsel ve fiziksel öz. Bu felsefe, zihnin vücut dışında var olabileceğini ve vücudun kendi başına düşünemeyeceğini önerir. Descartes zihin ve beden arasında etkileşim olduğunu belirtmiştir. Bazı aktivitelerde zihin ve beden birbirinden bağımsız çalışır. Ancak çoğu aktivitede zihin bedeni ya da beden zihni etkiler.

Memur-Sen, Ali Yalçın'la çığır açıyor.

Fransa'da Eylül 1895'te 175 sendikalının bir araya geldiği Limogez Kongresi'yle Genel İş Konfederasyonu'nun (CGT) 1906 da kabul ettiği sendikalizm, 7. Dönem Toplu Sözleşmede Ali Yalçın'ın geliştirdiği kartezyen dualist yaklaşımla sendikal tarihte yeni bir çığır açacağa benziyor.

Yukarıda sorduğumuz, Memur-Sen’e dolayısıyla Ali Yalçın’a bağlı 11 sendika başkanı kendi iş kollarına ilişkin 7. Dönem Toplu Sözleşmeyi imzalayacak ama Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın genel metni imzalamayacak. Konu hakem heyetine gidecek. Peki, neden böyle bir yönteme başvurulmuş olabilir? Sorusunun cevabına gelince:

Galatasaray Başkan Vekili Erden Timur, Tarikatçı İddialarına Yanıt Verdi! "Kimlik Mi Göstereyim?" Galatasaray Başkan Vekili Erden Timur, Tarikatçı İddialarına Yanıt Verdi! "Kimlik Mi Göstereyim?"

Örnek verecek olursak; Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın Toplu Sözleşme Masasında Memur-Sen'i temsil ettiğinden, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Talat Yavuz aynı masada Eğitim-Bir-Sen'i temsil ediyor. Talat Yavuz, Eğitim-Bir-Sen adına Ali Yalçın’ı temsilen eğitim iş kolu sözleşmesine imza atarken Ali Yalçın aynı masada Genel Metne imza atmayacak.

Talat Yavuz'un imzaladığı sözleşmeyi Ali Yalçın imzalamıyor. Hangisi doğru yapıyor? Ya da hangisi yanlış yapıyor? Sorusu anlamsız bir sorudur. Meseleye bütüncül bakmak lazım.

Hatırlayalım, kartezyen dualizmde zihin ve beden bazı durumlarda farklı hareket edebilir demiştik. Teşbihte hata olmaz, bedeni temsilen 11 sendika başkanı imza atarken, zihni temsilen Genel Başkan Ali Yalçın imza atmıyor.

Bu yöntemle; hem 11 iş kolunda imza atılarak kamu işveren heyetini (hükûmeti) karşısına almamış ve gereksiz bir gerilim yaratılmamış oluyor hem de Genel Başkan Ali Yalçın kendisi imza atmayarak dik duruş göstermiş, karizmayı çizmemiş oluyor.

Bir nevi yarısı dolu bardak gibi... Dolu mu? Boş mu?

Bakış açısına göre değişir. Kartezyen Dualist felsefeden gidecek olursak; dualist felsefede beden ve ruh ayrılığı vardır. Zihin, bardağın dolu yanını görürken susayan beden, bardağın boş yanını görür.

Açın okuyun denilen tüzük hükümlerine göre taban aylık katsayısının 6.500 rakamıyla çarpımı sonucu maaş alanlar ile 4.700katsayısıyla çarpımı sonucu maaş alan sendikacılara göre bardak doludur. Yoksulluk sınırının altında maaş memurlara göre bardak boştur.

Sendikal alanda çığır açıcı bir yaklaşım olarak değerlendirebileceğimiz bu yaklaşımın fikir babası ve uygulayıcısı Sayın Ali Yalçın, yeni sendikal felsefenin de isim babası olmayı ziyadesiyle hak ediyor. Dünya sendikal tarihine Sen(duALİzm) hayırlı olsun. Yeni sendikal yaklaşımda hem kamu çalışanlarının dik duruşu bozulmadı hem de kamu işvereniyle gereksiz sürtüşmeye girilmemiş oldu.

Adeta şapkadan tavşan çıkarılır gibi iktidar biziz, muhalefet de biziz algısı oluşturuldu. Deveyi toplu iğnenin deliğinden geçirir gibi çözüm odaklı bir başarı hikayesidir bu yaklaşım.

Bu yazıyı, bir ironi olarak değerlendirenler olabilir. Bir bakış açısı... Tıpkı yazıyı, hakkın sahibine teslimi olarak algılayan bakış açısı gibi.

Yoksa sizde mi senduALİstsiniz? 10 saniye sabit bir noktaya bakarak ya da en iyisi maaş bordronuzu elinize alıp 10 saniye bakarak da anlayabilirsiniz düalist olup olmadığınızı.

Denediniz mi? Ne görüyorsunuz?

Murat Kenan Erdem