Kmaudanhaber- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2001'de çıktıkları AK Parti yolculuğunda ve 2002'den beri süren kesintisiz mücadele döneminde hep birlikte olunduğunu belirterek, "Şayet temeli iman ve ahde vefa olan bu kenetlenme olmasaydı, ne 2007'deki vesayet savaşında ne 2013'teki Gezi ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinden ne PKK ve DAEŞ üzerinden bir yılı aşkın süredir yürütülen terör kılıflı uluslararası operasyonlardan ne de en son maruz kaldığımız 15 Temmuz darbe teşebbüsünden milletimizi ve devletimizi kurtarma imkanımız olmazdı." dedi.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı'nca (TGTV) Haliç Kongre Merkezi'nde "79 Milyon Bir Bayrak Altında" adıyla düzenlenen bayramlaşma programında konuşan Erdoğan, İstanbulluların, Türkiye'nin ve İslam aleminin mübarek Kurban Bayramı'nı tebrik etti.

Hayat ne kadar meşakkatli, ne kadar sıkıntılı, ne kadar acılarla dolu olursa olsun bayramların adeta kışa aldırmadan açan kardelen çiçekleri gibi güzellik ve ümit sembolü olduğunu ifade eden Erdoğan, iki mübarek günün, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı arasında yaşanılan hadiselerin bile tek başına bu gerçeği gösterdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu bayrama kayıplarımızdan dolayı yüreğimiz yaralı, aynı zamanda geleceğe olan ümidimiz güçlenmiş olarak giriyoruz. Bu vesileyle 15 Temmuz'da ve terörle mücadelede verdiğimiz kayıplar başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum." diye konuştu.

- Van'daki terör saldırısı

En son bayramın birinci günü Van'da meydana gelen hadisenin hep birlikte takip edildiğini ve yaşandığını dile getiren Erdoğan, "53 yaralımız, gazimiz oldu. Hepsine Allah'tan şifalar diliyorum. Van'daki bu hadisede Allah'a hamdolsun şu an itibarıyla yaralılarımızın tamamına yakını hastanelerden çıkmış durumda, bir tanesi hariç." ifadelerini kullandı.

Eskilerin "Evvel refik badel tarik" dediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yani, önce yol arkadaşı olarak ben sizlerden razıyım, inşallah sizler de benden razısınız. En büyük rızaya, raz-ı ilahiye kavuşabilmek için 40 yılı aşkın bir süredir hep birlikte mücadele verdik. Hala bu mücadeleyi veriyoruz. 'Durmak yok yola devam' dedik. Beraber devam ettik. Aynı çizgideki yürüyüşümüz sırasında yollarımızın sonradan birleştiği arkadaşlarımı da ben bu 40 yıllık mücadelenin en başından beri varmış gibi kabul ediyorum ve beraber de yola devam ediyoruz. Bizim yol arkadaşlığımız ervah-ı ezelde başlıyor."

Aşık Sümmani'nin "Ervah-ı ezelde levh-i kalemde/Bu benim bahtımı kara yazdılar/Bilirim güldürmez devri alemde/Bir günümü yüz bin zara yazdılar/Dünyayı sevenler veli değildir/Canı terk edenler deli değildir/İnsanoğlu gamdan hali değildir/

Her birini bir efkara yazdılar" dizelerini okuyan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Evet sizinle işte böylesine kadim bir geçmişe sahibiz. Sevinçleri olduğu kadar kederleri de paylaştık. Her türlü zorluğa birlikte göğüs gerdik. Tarihi başarıların altındaki imza hepimize aittir. Hiç bitmeyecek gibi gelen kara gecelerde birbirimize kılavuzluk ettik. Üzerimize ateş gibi çöken yakıcı günlerde birbirimizin gölgesine sığındık. 2001'de çıktığımız AK Parti yolculuğunda ve 2002'den beri süren kesintisiz mücadele döneminde yine hep birlikteydik. Şayet temeli iyi iman ve ahde vefa olan bu kenetlenme olmasaydı, ne 2007'deki vesayet savaşında, ne 2013'teki Gezi ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinden ne PKK ve DEAŞ üzerinden bir yılı aşkın süredir yürütülen terör kılıflı uluslararası operasyonlardan ne de en son maruz kaldığımız 15 Temmuz darbe teşebbüsünden milletimizi ve devletimizi kurtarma imkanımız olmazdı. Hamdolsun bu kadro milletimizle birlik olduğunda sadece siyasi projelere ve bürokratik saldırılara değil, en modern savaş makinelerine karşı da direnebilecek inanca, yüreğe, bileğe, dirayete sahip olduğunu göstermiştir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Van'daki terör saldırısına ilişkin "Biz, şu mübarek bayramın birinci gününde Van'da bin kilo bombayı patlatan alçakları er ya da geç döktükleri kanda boğacağız. Bunun hiç lamı cimi yok, boğacağız. Zira bu mübarek bayramlarımızı bu güzel günlerimizi millete zehir etmeye kimsenin hakkı yok. Bu şehitler boşuna şehit olmadı. Bu gaziler boşuna gazi olmuyorlar ama bu alçaklar bunun hesabını verecekler." dedi.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı'nca (TGTV) Haliç Kongre Merkezi'nde "79 Milyon Bir Bayrak Altında" adıyla düzenlenen bayramlaşma programında konuşan Erdoğan, Arif Nihat Asya'nın "Delikanlım işaret aldığın gün atandan/Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan" sözünde olduğu gibi bütün meselenin bu olduğunu kaydetti.

Erdoğan, 15 Temmuz gecesinde milletin yürüdüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:

"F-16'lar kar etti mi? Etmedi. Helikopterler kar etti mi? Etmedi. Tanklar, toplar kar etti mi? Etmedi. 'İman o cevher ki, ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.' İşte ortaya bu çıktı. Bu millet o gece o imanın azametini imandan binasip olanlara gösterdi. Bu millet yüce millet, bu millet güçlü millet ve bunu ispat etti. Rabbim de lütfetti. Netice hamdolsun zaferle sonuçlandı. Eğer milletle aranızda, siz yürüdüğünüzde 79 milyon insanı arkanızda yürütecek bir ilişki varsa hiç korkmayın. Karşınıza 367 garabeti de çıkarsalar, siyasi ve bürokratik tuzaklar da kursalar terörle, topla, tankla, uçakla, helikopterle üzerinize gelseler hiç fark etmez. Gençler sizin biriniz onlara bin, onların bini sizlere bir gözükür."

- "Bu gücün altında iman vardır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Allah'ın kerim kitapta "Biz nice az toplulukları büyük yığınlara galip kıldık." şeklinde bildirdiğini hatırlatarak, bunun yeni bir tecellisinin de 15 Temmuz'da görüldüğünü söyledi.

Milletin, çoğu kez görülmeyen fakat varlığı kalbin ve zihnin derinliklerinde daima hissedilen gücünün rakipsiz olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum; bu gücün altında iman vardır. Birlik vardır, beraberlik vardır, kardeşlik vardır. Sivas Koyunhisar'dan bir kardeşimiz köprünün yakınında oturuyor. Annesi babası bize anlatıyor. Çıkma kararını verdiği zaman abdestini alıp, iki rekat namaz, şehitlik namazını kılıyor. Hanımı 'Ben de geleceğim.' diyor. O da hazırlığını yapıyor, beraber yola çıkıp, köprüye iniyorlar. Orada şehadete eriyor. Hazırlıklarını yapmış, Çetin kardeşimiz orada şehit oluyor. Hanımı beraber geldiği o 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden yalnız dönüyor. O şimdi yalnız değil, yine beraberler. Çetin kardeşimiz ebedi alemde ruhen eşiyle yine beraber fakat bu vakıa bize bir şeyi gösteriyor; bunlar bize örnekler. Yani siz de hazır olun. Dikkat ederseniz bir nokta koymadık, virgül koyduk. Niye? Biz onlarla beraber yatıp, onlarla beraber kalkmaya, beraber yaşamaya mecburuz. Önce biz kendi aramızda iki elin parmaklarının kenetlendiği gibi güçlü bir şekilde bir olacağız ki, milletimizi de bu çekirdeğin etrafında birleştirelim. Her fırsatta ne diyorum; 'Tek millet 'diyorum. 79 milyon; tek millet. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkesi, Gürcüsü, Abazası, Boşnağı, Romanı tek millet. Biz, şu mübarek bayramın birinci gününde Van'da bin kilo bombayı patlatan alçakları er ya da geç döktükleri kanda boğacağız. Bunun hiç lamı cimi yok, boğacağız. Zira bu mübarek bayramlarımızı, bu güzel günlerimizi millete zehir etmeye kimsenin hakkı yok. Bu şehitler boşuna şehit olmadı. Bu gaziler boşuna gazi olmuyorlar ama bu alçaklar bunun hesabını verecekler."

- "Bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur"

Tüm şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere şifalar dileyen Erdoğan, "Kardeşlerim ikincisi ne diyorum; 'Tek bayrak.' Bu bayrak alışılmış bir bayrak değil. İşte rengini şehidimizin kanından aldı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız, her şehidimiz bir yıldızdır. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Vatan tarla değildir, arazi değildir. Eğer, şehit kanıyla yoğruluyorsa vatandır. Böyle vatandır. Onun için bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur. Onun için vatandır. Dördüncüsü de tek devlettir." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, devletin içinde devletin asla olamayacağının altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Paralel devletmiş, şuymuş, buymuş vesaire. Olmadı olmayacak. Onun için de Pensilvanya'ya mı kaçar, başka yere mi kaçar, nereye kaçarsa kaçsın sonuna kadar inlerine girdik, giriyoruz. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Bunun lamı cimi yok. Bak, beyefendi kendisi kainatın imamıymış, 170 ülkede faaliyetleri varmış. Hesap başka, kıtalarda imamlar var. Türkiye'de Türkiye'nin imamı var. İllerin, ilçelerin imamı var. Devlet kurumlarının imamı var. Hesap başka, hesap büyük ama hesap çok farklı yerden döndü. Şimdi savruldular ve kaçıyorlar. Onlar kaçacak biz kovalayacağız."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 belediye başkanının görevden alındığını hatırlatarak, "Bazıları 'Seçilmişler görevden nasıl alınır?' diyor. Bal gibi de alınır. Seçilmiş olmak size sınırsız devlet, millet aleyhinde tasarruf yetkisini vermez." dedi.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı'nca (TGTV) Haliç Kongre Merkezi'nde "79 Milyon Bir Bayrak Altında" adıyla düzenlenen bayramlaşma programında konuşan Erdoğan, milletin idam talebinde bulunduğunu belirterek, dolayısıyla parlamentonun bunu gündemine alıp, değerlendirebileceğini, parlamento bununla ilgili kararı verdiği anda kimsenin buna karşı çıkma yetkisinin olmadığını belirtti.

Bazı Avrupalı liderlerin "Ama siz idamı savunuyorsunuz" dediğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bakın dedim, siz bizim yaşadıklarımızı yaşamadınız. Demokrasi, milletin iradesidir, milletin yönetimidir. Eğer millet bunu istiyor, parlamento bu kararı veriyorsa, siz buna karşı çıkamazsınız. Kusura bakmayın, bunun kararını verecek olan Avrupa Birliği değildir, bunun kararını verecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosudur, milletidir. Bugün dünyanın büyük bir çoğunluğunda, kahir ekseriyetinde bu var mı? Var. Sadece Kara Avrupası, dünyadaki bazı ülkeleri kendisine örnek göstererek bunu konuşuyor. Millet bir şeye karar vermişse ve onun vekilleri, parlamentosu da bu istikamette bir karar almışsa, bu karara sadece uyulur. O kadar."

- "Milletimiz bu imtihandan alnının akıyla çıkmıştır"

Milletin hiç bir zaman kendilerini yanıltmadığını dile getiren Erdoğan, "Yolda bırakmadınız. Unutmayın, elbette bizler zaferle değil, seferle mükellefiz. Şu anda bizler seferdeyiz, ama biliyoruz ki son 200 yıldır, sürekli acılar ve kayıplar yaşayan milletimizin zaferlere çok ihtiyacı var. Bunun için de seferlerimizi, mücadelelerimizi, zaferle taçlandırmak için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz madden ve manen." dedi.

Türk milletinin yakın tarihteki en ciddi imtihanlarından birinin hiç şüphesiz, 15 Temmuz darbe girişimi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Milletimiz bu imtihandan alnının akıyla çıkmıştır. Hep söylediğim gibi milletimiz, bu ihanet çetesi karşısında vazifesini 241 şehit ve 2 bin 194 gazi ile aynı hissiyatla sokakları, meydanları dolduran milyonlarca insanıyla o gece ziyadesiyle yerine getirmiştir." diye konuştu.

Bunları son G20 zirvesinde dünya liderleriyle konuştuklarını, hepsinin bir taraftan takdir ettiğini ama diğer taraftan da idamı konuştuğunu aktaran Erdoğan, "İdamı konuşanlar kimler? Daha çok Avrupa Birliği üyesi olan ülkeler. Dünyada kimsenin bu iş, bize teklifi olarak önümüze gelmedi. Niye? Çünkü, çoğu ülkelerinde hala idamı uyguluyorlar. 15 Temmuz'da ortaya konan tarihi direniş, gösterilen kahramanlık tüm dünyanın hayranlığını kazanmıştır. Takdir ediyorlar. Artık sıra bizdedir." dedi.

- "Millet bu oyunu bozmamızı istiyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'yle mücadelede önemli mesafeler katedildiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar girdiğimiz her mücadelede, o mücadelenin birer ibrarnamesi olan her seçimde desteğini yanımızda gördüğümüz milletimize zaten çok borcumuz var. Şimdi bu borçlara, can borcu başta olmak üzere çok daha ağır yeni borçlar eklendi. Darbe girişiminde yer alanlar elbette FETÖ terör örgütünün mensuplarıdır, fakat biliyoruz ki, oyun büyük. 15 Temmuz, bu oyunun nihayeti değil, sadece aşamasıdır. Sadece Türkiye'yi karıştırmıyorlar. Irak'ı karıştırdılar mı? Suriye'yi karıştırdılar mı? Karıştırdılar. Afganistan, Mısır, aynı şekilde Tunus, Libya. Hepsini karıştırıyorlar. Oynanan oyun İslam dünyasında, Müslüman ülkelerinde. Milletimiz bizden bu oyunu kökünden bozmamızı istiyor ve bekliyor.

Bunun için öncelikle FETÖ denilen terör örgütünü tüm unsurlarıyla bir daha milletimize ihanet edemeyecek hale getirmek mecburiyetindeyiz. Bu mücadeleyi tüm kurumlarımızla veriyoruz. Şu ana kadar önemli mesafe katettik, ama henüz katetmemiz gereken çok mesafe var."

- "İhanetin diğer tarafında bölücü terör örgütü var"

Erdoğan, Türkiye'ye yönelik ihanetin bir diğer tarafında da bölücü terör örgütü bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"PKK ile FETÖ'nün, DEAŞ'ın bir farkı yok. Bunlar birbirinin aynıdır. Hepsi de bu ülkeye ve bu millete zarar verme misyonuyla hareket ediyor. FETÖ'nün 17-25 Aralık ihanetinin devamı, PKK'nın Güneydoğu'daki bazı ilçelerimizde başlattığı çukur eylemleri aynıdır. Bu eylemlerin devamı da 15 Temmuz'dur. PKK'nın güdümündeki bazı belediyeler çukur eylemlerinde ve terör örgütünün kanlı saldırılarında çok aktif görev üstlendiler. Seçildikleri ilin, ilçenin hizmetlerini yürütmesi gereken belediye imkanlarını terör örgütünün emrine veren başkanlar kamu görevinden ziyade örgütün uşaklığını yapmışlardır. Devlet hiç kimseye kendi aleyhinde faaliyet göstermesi için imkan sağlamak zorunda değildir. Adalet sistemi işte bu tür sapmaları tespit edip gereğini yapmakla mükelleftir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 belediye başkanının görevden alındığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi 28 belediye başkanı görevden alınmıştır. Bazıları 'Seçilmişler görevden nasıl alınır?' diyor. Bal gibi de alınır, bal gibi de alınır. Seçilmiş olmak size sınırsız devlet, millet aleyhinde tasarruf yetkisini vermez. Çalışma alanı neyse bu alan içinde çalışacaksın. Devletin paralarıyla, imkanıyla sana teslim etmiş olduğu o iş makinelerini sen kalkıp da içme suyu kanalı, atık su kanalı, elektrik, doğalgaz, bunlar için değil de tamamen terör estirmek için kazarsan yargı gelir bütün, adalet sistemi gelir sana bununla ilgili hesabını sorar. Şu anda yapılan budur ama bitmedi daha bunun devamı var. Niye? Çünkü bunlar rahat durmuyor. Belediyelerin kamyonlarıyla, bütün greyderleriyle vesaire, değerli kardeşlerim bunlar biliyorsunuz TNT taşıdılar. Bütün bombalama sistemlerinde kullanmak üzere tüp gazlar taşıdılar. Bütün bunlarla beraber oralarda gidip operasyonları yaptılar. Düşünebiliyor musunuz, bir belediyenin makam aracı eylemde kullanılır mı? Bunlar kullandılar. İşte şimdi bunun bedelini ödüyorlar ve ödemeye devam edecekler. Bu konuda geç bile kalındı."

Çok daha öncesinden gerekli bazı adımlar atıldığını anlatan Erdoğan, hükümetin 24'ü PKK, 4'ü FETÖ bağlantılı 28 belediye başkanı yerine yeni başkanlar atadığını kaydetti. Bunların içinde farklı partilerden olanların bulunduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun bunu ödemek zorunda. Bunlardan 4'ü belediye meclis üyeleri, diğerleri kaymakam ve vali yardımcıları atamaları yapıldı. Tamamen hukuk kuralları içinde cereyan eden bu süreçlerin söz konusu ilçe ve belde halkının menfaatine olduğu konusunda kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın. Buraları gezen, dolaşan bir kardeşiniz olarak bunların ora halkına yaptıkları zulmü yakından biliyorum. Her taraf leş, rezalet. Bunlar belediyecilik yapmadılar ki, bunlar oralarda sadece terör estirdiler. Lağım sokaklarda akıyor, caddelerde akıyor, içme suyu yok. Hizmet diye bir şey yok ve vatandaşı bunlardan mahrum yaşamaya mahkum ettiler, alıştırdılar. Belediyecilik yapmak yerine örgütlere payandalık yapan, milletin imkanlarını, kamunun kendilerine verdiği yetkileri bu doğrultuda kullanan bu kişiler zaten gerçek anlamda belediye başkanı değildi. Seçimle iş başına gelmiş olmak hiç kimseye elindeki imkanları terör örgütlerine peşkeş çekme hakkı ve yetkisi vermez. Aynı iradenin hem PKK hem FETÖ için diğer belediyelerde, özellikle büyükşehir belediyelerinde de ortaya konmasının önünde hiçbir engel yoktur. Milletimizi 'Ya devlet başa ya kuzgun leşe' noktasına getirmeden bu adımların atılması şarttır."