Kamudanhaber- Özel haber

Mehmet Türk

Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin göreve başladığı andan itibaren işe öğretmenler odasından başladı. Öğretmenler odasının, bırakın sendika genel başkanlarını şube başkanları tarafından bile unutulduğu bir dönemde en doğru yer öğretmenler odasıydı. Çünkü öğretmenler; sorunlarını çözebilecek, seslerini duyurabilecekleri bir muhatap arayışındalar. Kendilerine değer verildiğini hissetmek istiyorlar. Öğretmenler odasında kendilerine yönelen talep ve şikayetler karşısında kimi sendikacılar: “Bizimle aynı dünya görüşünü paylaşan bir siyasi hareket iktidar olduğunda…” kabilinden cevaplarla dağın ardını gösterirken kimi sendikacılar da “Biz rica makamıyız, ancak rica ederiz. Biz icra makamı değiliz.” kolaycılığında topu taca atmakta…

Prof. Dr. Yusuf Tekin, Millî Eğitim Bakanlığında icra makamının en tepesindeki isim olarak öğretmenler odasına girmekte ve “Değerli Öğretmenim! Buyur, ben buradayım. Dinliyorum.” demektedir. Bu, cesaret gerektiren davranışıyla da öğretmenlerin talep ve sorunlarını sadece aracılardan/onların temsilcilerinden dinlememekte bizzat öğretmenlerin kendisinden dinlemektedir. Bu neden önemlidir? Çünkü sendikalar, dernekler ve eğitimin paydaşı olan diğer yapılar eğitimin sorunlarını dile getirirken; kendi delege/yönetim yapılarına, üstlendikleri misyona, üst yönetim kademelerinin kariyer beklentilerine ilişkin dengeleri gözeterek hareket etmek durumundadırlar. Bu durum, eğitim-öğretim ve öğretmenlerin sorun/taleplerinin aktarılmasında öncelik sıralamasını hatta bizzat talebin kendisini değiştirebilmektedir. Doğrudan demokrasi, katılımcı yönetim anlayışı, sorunu ve talebi doğrudan muhatabından dinleme sağlıklı bir iletişimin de temelini oluşturmaktadır. Yusuf Tekin’in öğretmenler odası ziyaretleri bu yönüyle çok değerlidir ve devam etmelidir. Hatta Ziya Selçuk’un yaptığı gibi salon toplantılarıyla da zenginleştirilebilir.

Galatasaray - Fenerbahçe maçının ilk 11'leri açıklandı Galatasaray - Fenerbahçe maçının ilk 11'leri açıklandı

Küçük bir öneride bulunmak gerekirse; öğretmenin ve eğitimin sorunları, çözüm yolları en sağlıklı şekilde habersiz olarak rasgele bir okula gidilerek öğrenilebilir. Diğer türlü showroom tanıtım daireleri gibi sorunsuz, ideal okulları görürsünüz. Gerçeklerle yüzleşmenin bir maliyeti vardır.  Bu maliyet bazen hoş olmayan durumlarla karşılaşma ihtimalini de içerir. Ancak gerçeklerle yüzleşmek gibi bir faydayı da içinde barındırır.

Netice olarak sorunları yerinde teşhisle başlayan ve cesaret gerektiren devamında da tedavi basamaklarıyla süreci devam ettirecek olan çok yerinde bulduğumuz bu çalışmayı alkışlıyor ve destekliyoruz.