Yargıtay, evlilik birliği içerisinde eşinin izni olmadan arabayını satan bir kocanın kusurlu kabul edilerek boşanma sebebi sayılmasına karar verdi. Hukukçular, bu kararın, bir eşin diğerini haberdar etmeden maddi kararlar almasının 'ekonomik şiddet' olarak değerlendirilebileceğini ve kişilik haklarına saldırı anlamına geldiğini belirtiyor.
Bir kadın, eşinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, sürekli alkol aldığını, ziynet eşyalarını bozdurduğunu ve kendisine danışmadan arabayı sattığını iddia ederek boşanma davası açtı. Mahkeme, davalı kocayı kusurlu buldu ve çiftin boşanmasına karar verdi.
Yargıtay'ın bu kararı, kocanın eşine haber vermeden arabayı satmasının, evlilik birliğini temelden sarsan bir davranış olduğunu ve bu nedenle boşanma sebebi sayılabileceğini ortaya koydu.
İstanbul Barosu avukatlarından Dilek Yüksel, evlilik birliğinin yönetimi konusunda ekonomik şiddet içeren bu davranışın, kişilik haklarına saldırı teşkil edebileceğini ve bu sebeple boşanma davası açılabileceğini belirtti. Ayrıca, eşine haber vermeden aracın satılmasının güven sarsıcı bir davranış olduğunu vurgulayarak, manevi tazminat talep edilebileceğini ifade etti.
Avukat Serdar İpek ise Yargıtay'ın kararını değerlendirirken, evlilik birliği içinde eşlerin birbirlerinin fikirlerini almadan maddi kararlar almalarının huzuru bozabileceğini ve boşanma davasında kusur olarak değerlendirilebileceğini belirtti. Ayrıca, son dönemde dijital paraya ilgi duyan kişilerin evlilik birliği içinde birikimlerini kaybetmeleri durumunda, eşlerden birinin bu konuda rızasız hareket etmesinin kusur olarak kabul edilebileceğini söyledi.
