Malkoç, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu'nda, "Ombudsman ve Türkiye 2023 Hedefleri" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Kamu Denetçiliği Kurumunun, 2010 yılında yapılan değişiklikle anayasal bir kurum haline geldiğine işaret eden Malkoç, devletle, kamu hizmetleriyle vatandaşlar arasında ortaya çıkan sorun ve problemleri mahkemesiz çözen bir kurum olduklarını anlattı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) yapılan şikayetlere de değinen Malkoç, "2021 yılında CİMER'e halkın yaptığı şikayetler tam 6,5 milyon. Türkiye'nin 18 yaşından büyük nüfusu 60 milyon. Nüfusun yüzde 10'u CİMER'e şikayette bulunmuş." diye konuştu. - "Bir kısmı savaştan kaçtığı için Türkiye'de" Yabancıların da Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurabileceğini belirten Malkoç, şöyle devam etti: "Tarih boyunca Türkiye bir geçiş güzergahı olmuştur. Biz bile Orta Asya'dan kalkmışız, bileğimizin hakkıyla, kılıcımızın hakkıyla burayı vatan yapmışız. Sevgiyle, muhabbetle yoğrulup bu vatanda bin yıldan fazladır yaşıyoruz. Suriye iç savaşından veya bölgemizdeki insanlar da geliyorlar, burayı geçiş güzergahı olarak kullanmak istiyorlar. Bunların bir kısmı savaştan kaçtığı için Türkiye'de. Anayasa'da ombudsmanlık düzenlenirken 'herkes başvurabilir' diyor. Her kesim içinden, Rusya'dan gelen de Almanya'dan gelen de Suriye'den gelen de başvuruyor. Müracaatları yüzde 1 oranında. Türkiye ile ilgili sorunlarıyla ilgili raporlar hazırlıyoruz." Malkoç, milletvekili seçildiği 1996 yılından bu yana Ankara'da olduğunu ve Türkiye'nin son 30 yılını bizzat yaşadığını, olayların içinde ve karar verici mercilerde bulunduğunu söyledi. 28 Şubat sürecinde dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın yanında olduğunu dile getiren Malkoç, 15 Temmuz'da ise Cumhurbaşkanı Başdanışmanı görevinde bulunduğunu ve yine hukuk içinde kalarak mücadele verdiğini ifade etti. - "İçerdekileri figüran olarak kullandılar" Türkiye'nin ağır sanayi hamlesinde geride bırakıldığını ifade eden Malkoç, şunları kaydetti: "Erbakan Hoca müstesna insanlardan biriydi. Türkiye ondan yeteri kadar faydalanamadı. 'Hoca şöyleydi' diyen insanlar ona en büyük yanlışı yapmışlardır. En büyük şahidi benim. Erbakan Hoca'nın söylediği iki şey var; bir, ağır sanayi. Yani fabrikalar kurmak. Bugün ileri teknoloji diyoruz ona. İkincisi de manevi kalkınma. Bu millet kendi değerlerini, ahlaki değerlerini, dini değerlerini, kendi tarihini ve kültürünü bilecek. Kendi medeniyetinin ayakları üzerinde duracak. Rahmetli Erbakan Hoca'nın başlattığı ağır sanayi hamlesi içeriden kesilmedi. İçerdekileri figüran olarak kullandılar. Dışarıdan kesildi. Amerika'dan, Avrupa'dan, siyonistlerin yaptığı operasyonlarla kesildi. Ağır sanayi hamlesi kesilmeseydi bugün Türkiye en azından İtalya veya İspanya'nın önünde olurdu. Çünkü Erbakan Hoca ağır sanayi hamlesine başladığında Güney Kore de yeni başlıyordu. Epey kaybımız oldu. Zararı yok. Sizin gibi gençlerle zaman kaybını telafi edeceğiz inşallah. Bunda tereddüdümüz yok."