Hamas'ın çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre, serbest bırakılacak Filistinli mahkumların büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Bu anlaşma aynı zamanda, kuşatma altındaki bölgeye yardım, tıbbi malzeme ve yakıt taşıyan yüzlerce kamyonun girişini içeriyor.İsrail hükümeti ise olası bir takasın ikinci aşamasını teklif ederek, serbest bırakılacak muhtemel 300 Filistinli mahkumun listesini kamuoyuyla paylaştı.
Bu liste, mahkumların yaşları ve suçlamalarıyla birlikte detaylı bilgiler içeriyor. En sık karşılaşılan suçlamalar arasında "taş atmak" ve "bölgesel güvenliğe zarar vermek" bulunuyor. Diğer suçlamalar arasında yasadışı terör örgütlerini destekleme, yasadışı silah suçlamaları, kışkırtma ve en az iki cinayete teşebbüs yer alıyor.Filistin Tutuklular ve Eski Mahkumlar İşleri Komisyonu Başkanı Kadura Fares, şu anda İsrail hapishanelerinde tutulan yaklaşık 8,300 Filistinli mahkumun bulunduğunu belirtti.
Bu mahkumların 3,000'den fazlası İsrail'in "idari tutukluluk" adını verdiği durumda tutuluyor; yani, suçlamaları bilmeden ve devam eden bir yasal süreç olmaksızın tutuklu bulunuyorlar.Ayrıca, 85 kadın ve 350 çocuğun da İsrail'de gözaltında olduğu bilgisi paylaşıldı. Son dönemde İsrail'in, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarından bu yana Filistinlileri artan bir şekilde tutukladığına dair verilere de değinildi. Filistin Esirler Cemiyeti'ne göre sadece bir ay içinde Batı Şeria ve Kudüs'te 2,070 tutuklama gerçekleşti.
Bu gelişmelerin ötesinde, Hamas'ın elinde bulundurduğu 236 rehinenin varlığı vurgulanıyor. Şu ana kadar dört rehinenin serbest bırakıldığı belirtilirken, İsrail Savunma Kuvvetleri, bir İsrail askerinin Hamas tarafından kaçırılmasının ardından gerçekleştirilen kurtarma operasyonunu duyurdu.
İsrail Kabine Sekreterliği, anlaşmanın ilk aşamasında 150 tutuklunun dört gün içinde dört aşamada serbest bırakılacağını açıklarken, her gün en az 10 İsrailli tutuklunun İsrail güvenlik güçlerine teslim edilmesi karşılığında 300 kişilik tutuklu listesinden daha fazla Filistinlinin serbest bırakılabileceğini ifade etti.
Bu süre zarfında çatışmalarda bir durgunluğun yaşanması bekleniyor.Bu gelişmeler, bölgede tansiyonun düşmesi ve barış çabalarının güçlenmesi açısından önemli bir adım olabilir, ancak detaylar ve uygulama süreci önemli soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
