Türkiye, Kıbrıs özelindeki Akdeniz kuşatmasını yarabilmek için büyük çaba gösteriyor. Kuzey Kıbrıs Türk Kesimin, petrol arama hakkının olduğu yerlerde, dünyanın destek vermemesine rağmen, kendi imkanlarıyla petrol ve doğalgaz arıyor. Türkiye, son olarak Libya ile 27 Kasım'da imzaladığı, deniz yetki alanlarının sınırlandırmasına dair mutabakatla, Kıbrıs'ta bulunacak doğalgazın, Türkiye ila Libya'nın izni olmaksızın Avrupa'ya sevk edilmesinin önüne geçti. Bu o kadar önemli bir anlaşmaydı ki, bu anlaşma sonrasında Libya'da, dünyanın tanımadığı Halife Hafter saldırılarını yoğunlaştırdı. Libya Ulusal Hükümeti de Türkiye'den asker talebinde bulundu. Türkiye, kendi haklarını savunmak için Libya'ya askeri personel gönderdi. Libya'da çatışmalar sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamada, Libya'da bir kaç askerin şehit olduğunu açıkladı. Ancak bu açıklamayla birlikte şehit olan askerlerin adları sosyal medyada yayımlandı ve bu askerlerin neden sessiz sedası defnedildiği üzerinden eleştiriler ortaya çıktı. Türkiye'de teamül olarak, MİT veya istihbarat birimlerinde görev yapıp şehit düşenlere, aileleri deşifre olmasın diye cenaze töreni yapılmamaktadır. Bu nedenle askeri personel olsa dahi, istihbarat birimlerinde görev yapanlar sessiz sedasız defnedilmektedir. Onlar hep Türkiye'nin gizli kahramanları olarak kalmaktadır. Sosyal medyada, istihbarat zaafı oluşturacak türden yapılan paylaşımlara dikkat edilmesi, ulusal hassasiyetler üzerinden yapılan yayınlara dikkat edilmesi gerekmektedir.