CHP liderinin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Hiçbir gücün karşısında hiçbir arkadaşımız genel başkandan başlayarak en aşağıdaki üyeye kadar hiçbir gücün karşısında hiçbir adaletsizliğin karşısında asla diz çökmedik ve çökmeyeceğiz. Kimden gelirse gelsin, baskı, şiddet kimden gelirse gelsin asla boyun eğmeyeceğiz. Demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz. 

"Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Devleti adalet üzerine inşa etmişseniz, adaleti savunuyorsanız o ülkede yaşayan herkes huzur içinde yaşar. Devlet yönetiminde güç bir kişiye teslim edilemez. Ederseniz o devletin sonu felakettir. Tarihte Hangi devlet olursa olsun güç bir kişiye teslim edilmişse o devletin sonu hüsranla bitmiştir. O nedenle devlette güçler ayrılığı ilkesi diyoruz. Devlet tek merkezden de yönetilmez. O nedenle yerel yönetimler vardır. Devleti büyüten liyakati büyütmek zorundasınız. Halk egemenliğine dayanmayan bir devletin sonu hüsrandır. Devleti yönetenler şeffaf olmak, erdemli ahlaklı olmak zorundadırlar. Baskı kurmaz devleti yönetenler, vatandaşın özgürlük alanını genişletir. O zaman o devlette adalet var demektir. Devleti yönetenler halka hesap vermiyorsa o devlette yolsuzluk vardır, siyasetçiler köşeyi dönüyor demektir. Sağlıklı işleyen devlet yönetiminde vatandaşın kimliği sorgulanmaz. Devleti yönetirken katılımcı bir anlayışı yönetim içinde egemen kılmamız lazım .Yeri geldiğinde referandum, seçim yapacaksınız. Yeri geldiğinde STK'ların görüşlerini alacaksınız. Devlet yönetiminde asıl olan halkın çıkarlarıdır. Devleti yönetenler kaynakları en verimli şekilde kullanmak zorundadırlar. Onlar savurganlık yapamaz. Devleti yönetmek ciddi ve ahlaklı bir iştir. Ya genel başkan bu girişi niye yaptınız. Şunun için yaptım; bu devlet milli kurtuluş savaşını verdikten sonra en fakir olduğu dönemde bir taraftan Osmanlı'nın omuzlarına yıktığı borçları öderken fabrikalar kurdu. Dışarıya muhtaç açan el avuç açan bir devletten onuruyla birikimiyle ayakta duran ve saygınlık duyulan bir devlet haline geldi o genç Türkiye Cumhuriyeti. İlk yaptıkları iş geçmişte yapılanların tamamını satmak oldu. Şu soruyu geçişte AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerimin kendi vicdanlarına sormak istiyorum; AK Parti hangi fabrikayı kurdu? Satmanın dışında ne yaptılar? Biz her fabrika bir kaledir diyoruz. Her fabrika bir alın teridir diyoruz. Oturdular şeker fabrikalarını sattılar ve 24 yıl sonra TC devleti yurt dışından şeker ithal etmek zorunda kaldık. Samani, et, mercimek, buğday ne va4rsa ithal ediyorduk en son şeker de ithal etmek zorunda kaldık. Her vatandaşım kendi vicdanına sordun; ne oldu da koskoca TC devleti ne oldu da dışarıdan şeker ithal etmek zorunda kaldı? Devlet iyi yönetiliyor diyebilir misiniz? Her vatandaşım vicdanına sorması lazım. Bakın daha 2015'te Konya'daki mitinde söylüyorum hiçbir şeker fabrikasına kapatmayacağız, kendi çiftçimizin alın terine güveneceğiz' diyoruz. Onlar o dönemde fabrikaları nasıl satarız arayışı içindeler. 

"10 şeker fabrikasını 11 milyar liraya satıyorsun ama bir ayda 19 milyar lira faiz ödüyorsun!"
"Çorum mitinginde (2018) kime satacaksın o yoksulluk içinden şeker fabrikaları kurduk kime niye satacaksın? TÜRKŞEKER’in 10 fabrikasını 680 milyon dolara özelleştirdiler. 11 milyar lira bugünün parasıyla. Geçtiğimiz nisan ayında bir aylık ödenen faiz 19 milyar lira. 10 şeker fabrikasını 11 milyar liraya satıyorsun ama bir ayda 19 milyar lira faiz ödüyorsun. Bu mudur ahlak, bu mudur erdem? Üreticiye destek vermediler. Sonunda fabrikaları sattılar sonunda dışarıya el avuç açıyoruz. Ama düzelteceğiz. Kim kimse endişe etmesin. Bizim iktidarımızda çiftçinin yüzü gülecek. Gençler bu ülkenin fabrikalarında sokaklarında parklarında gülerek özgürlüğü telaffuz edecekler. Türkiye'yi ayağa kaldıracağız, huzuru getireceğiz göreceksiniz. Vatandaşlarımız karamsarlığa kapılsınlar diye değil söylememin sebebi yapılan hatalardan ders çıkarmaktır. Yapmayın dedik yaptılar ve bugünkü ağır fabrika ile karşı karşıya kaldık.

Van açıklaması: Haksız, adaletsiz uygulamalardan çok şikâyet ediyorlar
"İlkokula Van'ın Erçiş ilçesinde başladım .Vanlılarla kendimi hemşeri olarak görüyorum. Bir tek belediye başkanımız bile yok ama olsun Vanlıların canı sağ olsun .Eğer oradan yeteri kadar oy alamadıysak kabahat bizde. Vanlının sofrasına oturmamız lazım. Dertleşmemiz lazım. inşallah bunu yapacağız. Van'ı Allah'ın izniyle iktidarımızda göreceksiniz güçlü bir turizm ve tarım merkezi haline getireceğiz. Sınır ticaretinden bütün Vanlılar kazanacak. Van'da huzur içinde yaşamak istiyorsanız, Van'ın gelişmesini istiyorsanız bize katılım. Dolayısıyla biz Van'la da Vanlıyla da kucaklaşmak zorundayız. Kayyumdan şikâyet ediyorlardı. Seçimle gelen seçimle gitsin diyorsanız kayyum uygulamasından şikâyet ediyorsanız biz katılacaksınız. Çözeceğiz bunların tamamını. Bir evce gittik, Selahattin Bey'in çok sevildiğini gördüm. Haksız, adaletsiz uygulamalardan çok şikâyet ediyorlar. Bize oy versin vermesin bir kişi adaletsizlikle karşı karşıyaysa ona sahip çıkmak insani görevimizdir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Söyledim mahkeme kararlarını uygulamıyorlar baskı yapıyorlar hâkimlere. Osman Kavala'dan da Selahattin Demirtaş'tan da eğer Harp Okulu darbeci diye yıllardır içeride. Onların da hakkını hukukunu savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız. Çözeceğiz. Beşli çetelerden, SADAT'çılardan uyuşturucu baronlarından şikâyet ediyorsanız adres belli dedim.