Kıbrıs'ın kuzeyinde, MİT tarafından takibe alındığı belirtilen yabancılara mülk satışları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Meclisi'nin ana gündem maddesi haline geldi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açıklamalarının ardından özellikle İsrail vatandaşlarının mülk alımlarıyla ilgili iddiaların ortaya atılması, konuyu daha da hassas hale getirdi.

Cumhuriyet gazetesinden Reşat Akar'ın yazısına göre, KKTC'de mülk satışları üç farklı şekilde gerçekleşiyor. Ancak bu satışların gerçek boyutu ve detayları net değil. İçişleri Bakanı Dursun Oğuz'un itiraflarına göre, bilinmeyen rakamlar ve kaydedilmeyen satışlar söz konusu.

Mülk satışlarına ilişkin şu üç ana yöntem bulunuyor:

Bakanlar Kurulu Kararıyla Yapılan Satışlar

Bir kişiye en fazla bir dönüm arazi veya bir konut izni veriliyor, bu satış tapu dairesinde kayıt altına alınıyor. Bu yöntemde mülk alıcısı hakkında güvenlik soruşturması yapılıyor.

Sözleşmeyle Yapılan Satışlar

Alıcı ve satıcı arasında yapılan satışlar sözleşme ile tapu dairesine kaydediliyor, ancak bu uygulamada alıcı hakkında güvenlik soruşturması yapılmıyor.

Tapuya Verilmeyen Satış Sözleşmeleri

Zonguldak'ta maden ocağında göçük! 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı Zonguldak'ta maden ocağında göçük! 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı

Tapuya kaydedilmeyen mülklerin satışıyla ilgili net bir bilgi bulunmuyor. Bu durum, satılan mülk sayısının ve büyüklüğünün belirsizliğine neden oluyor.

Bu karmaşık durumun içinden çıkmanın zor olduğunu belirten Bakan Oğuz, kaydedilmeyen mülklerin belirlenebilmesi için yeni bir yasal düzenleme yapılacağını ve emlak sektörüne zarar vermeden hareket edileceğini açıkladı.

Yabancıların KKTC'ye olan ilgisi, özellikle İskele bölgesinde yoğunlaşıyor. Ancak bu durumun, Kıbrıs sorununun çözümlenmesi durumunda ortaya çıkacak mülkiyet sorununu daha da karmaşık hale getirebileceği belirtiliyor. Çünkü şu anda kuzeyde satılan mülklerin büyük bir kısmı Rumlara ait, ve olası bir çözüm sürecinde ortaya çıkabilecek tazminat miktarlarının 20 milyar Avro'nun üzerinde olabileceği konuşuluyor.