Dolar/TL kuru, geçtiğimiz hafta boyunca yükseliş trendini sürdürerek tarihi rekorunu güncelledi ve 19,30 seviyelerine kadar çıktı. Haftanın son işlem gününde ise yüzde 0,19 oranında bir kazançla 18,87 liradan tamamlandı. Bu durum yatırımcıları, "2023 yılında dolar ne olacak? Yükselecek mi yoksa düşecek mi?" gibi sorular sormaya sevk etti. Ancak konu hakkında iki kritik değerlendirme ve tahmin geldi. Bunlardan ilki, Merkez Bankası tarafından yapıldı. İkincisi ise İngiliz Standart Chartered tarafından açıklandı.

Merkez Bankasının Yıl Sonu Dolar Tahmini

Merkez Bankası'nın organize ettiği Piyasa Katılımcıları Anketi'nin şubat ayı sonuçlarını yayımladı. Anket sonuçlarına göre, geçtiğimiz ay yüzde 2,24 olan TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi) artış tahmini, bu anket döneminde yüzde 3,01'e yükseldi. Cari yıl sonu TÜFE artış tahmini ise yüzde 35,76 olarak belirlendi. Katılımcıların TÜFE'de artış taminleri ise 12 ay sonrası için yüzde 30,44'ten 30,75'e, 24 ay sonrası için ise yüzde 17,18'den 18,11'e çıktı.
Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yıl sonu dolar/TL beklentisi ise 22,84 olarak tahmin edildi. 12 ay sonrası dolar/TL tahmini  ise 23,44'ten 23,10'a indiği görüldü.


İngiliz Bankası Standard Chartered'in Tahmini

İngiliz bankası Standard Chartered'ın ekonomistleri Geoff Kendrick ve Farooq Pasha, Türkiye'deki seçim sonucuna bağlı olarak dolar/TL kurunun farklı seviyelere çıkabileceği öngörüsünde bulundu. Ortodoks politikaların terk edilmesi halinde dolar/TL'nin 20 seviyesine yükselebileceğini belirten ekonomistler, mevcut politikaların sürmesi durumunda ise kurun 36 seviyesine kadar çıkabileceğini tahminlerine ekledi.

Yapılan açıklamada: “2022’de ortalaması yüzde 72 olan enflasyonun, 2023 ortalamasının yüzde 50 olacağını tahmin ediyoruz. Buna bağlı olarak yaşam maliyeti krizi büyüme üzerinde baskı kuruyor; GSYH büyümesinin 2022’deki yüzde 4,5 seviyesinden 2023’te yüzde 3’e gerileyeceğini öngörüyoruz” ifadelerine yer verilen raporda, “Para politikası ultra gevşek olmaya devam ediyor. Seçim sonrasında mevcut yönetimin devamı büyüme yönlü politikaların devamı anlamına gelebilir” denildi.