Kamudanhaber-Özel Haber

Üç gün önce, başta twiter ve instagram olmak üzere sosyal medya platformlarında #20challenge etiketiyle yirmili yaşlara ait fotoğraf paylaşma akımı başladı. Bu akıma, Türkiye’den de siyasetçilerden, sanatçılara, akademisyenlerden, bürokratlara ve sporculara kadar ünlü ünsüz 30 milyona yakın kişinin katıldığı ifade ediliyor. Bu akımın ana amacının insanların yirmili yaşlardaki fotoğraflarının analiz edilerek geçen süre zarfındaki yaşlanma algoritmasını çıkarmak suretiyle kimi yazılım firmalarının yüz tanıma sistemlerine hizmet etmek olduğu da iddialar arasında.

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da #20challenge akımına katılanlar arasında. Ama bir farkla; Ziya Selçuk, 4 Mayıs 2021 tarihinde twiter hesabından yaptığı paylaşımda kendi fotoğrafı yerine ünlü Hollywood yıldızı Marlon Brando’nun fotoğrafını: “Taşınırken gençlik fotoğraflarımı kaybetmişim ama elimde bir tane kalmış.” açıklamasıyla paylaştı. Ziya Selçuk belli ki dünyaca tanınan bir ismin yirmili yaş fotoğrafını paylaşarak hem yazılım firmalarının algoritma tuzağına düşmemiş hem de ülkenin Millî Eğitim Bakanı olarak genç kuşağın dikkatini çekmeyi denemişti.

İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından Türkçeye kazandırılan David Stillman Ve Jonah Stillman imzalı “İşte Z kuşağı” kitabına göre; “Z Kuşağı fiziksel yönü olan her şeyin (kişiler ve yerler gibi) dijital bir karşılığı olduğu dünyada doğan ilk kuşak. Onlar için gerçek ve sanal dünyalar doğal olarak iç içe geçmiş. Sanal dünya sadece onların gerçekliğinin bir parçası.” Z kuşağında sürekli bir şeyleri kaçırma korkusu var. Tüm yeni akım ve rekabetleri yakından takip etmek istiyorlar. Doğru yönde ve yeterli hızda ilerlemedikleri zaman ise endişe duyuyorlar. Ebeveynleri olan X Kuşağından geleneksel yolları izlememeyi öğrendiler. Youtube ile büyüdükleri için ise her şeyi kendi başlarına yapabileceklerini düşünüyorlar. Z kuşağı da film, televizyon, müzik, sinema ve spor ünlüleri tarafından etkileniyorlar. Tabii Ziya Selçuk’un paylaştığı Marlon Barando ya da Elvis, Michael Jackson, Michael Jordan gibi eski dönemin ünlülerinden değil. Z kuşağının “internet ünlüleri” var. Bu yeni bir kavram. Youtuberlar var. Youtube ünlüleri, Z Kuşağı için normal ünlülere göre daha popüler. Heyecan yaratıyor, eğlendiriyor, odasından bile çıkmadan ünlü oluyor bu fenomenler... Z Kuşağı, televizyonda konuşma yapan Başkan’ın ne dediğine değil ülkenin dört bir yanında ağlayarak kutlama yapan insanlara odaklanıyor. 1980-1994 yılları arasında doğan Milenyum kuşağı ise artık çocuk değil onlar çocuk sahibi olmaya başladılar. Z Kuşağı fiziksel olanla dijital olan arasındaki bariyerin kalktığı adına “fijital” denilen dünyada yaşıyor. Adeta Matrix filmindeki gibi telefon ve bilgisayarın içinde yaşayan, orada nefes alan bir kuşakla karşı karşıyayız. Bu neslin fiziksel gerçekliğinin onları birebir yansıtmasa da dijital âlemde de bir izdüşümü var. Çoğunlukla görsel iletişimi tercih ediyorlar.

Yine “İşte Z kuşağı” kitabına göre; “Günümüz kuşağı için iyi bir slogan ‘Hiç kelime yok’ olabilir.” İşte Ziya Selçuk, bir eğitimci Bakan olarak burada devreye giriyor hem yazılım firmalarının tuzağına düşmeyerek bir mesaj veriyor hem de bir fotoğrafla kuşak farklılığına da ironi katarak fijital dünyanın kapısını sözle değil bir görselle aralıyor. Tüm akımları takip ettiğini bildiği bu kuşağa, onların nefes aldığı alanda ulaşmaya çabalıyor. Çünkü Ziya Selçuk, bu kuşağın iletişim tercihinin görsellik olduğunun ve onlara ulaşabilmek için kendisiyle barışık birisi olduğunu gösterebilmesi gerektiğinin bilincinde.

Ne acelen vardı? Diye sormamamıza rağmen #20liyaslarchallenge akımına kendi yirmili yaş fotoğrafıyla “Aşk”la katılan birinin, Marlon Brando fotoğrafı üzerinden niyet okuyuculuğuna soyunarak bu fotoğrafı, Marlon Barando’nun gerçek hayatının dram yüklü olmasından kızının uyuşturucudan kurtulamayıp intihar etmesine oradan da oğlunun cinayetten yargılanmasına bağlayıp; Ziya Selçuk’u müebbete mahkûm etmesi de pekâlâ mümkünmüş. Ne diyordu Âşık Veysel: "Koyun kurt ile gezerdi/Fikir başka başka olmasa.” Eğitim camiasına filmlerden kötü karakter arayanlara, birincisinde Marlon Brando’nun rol aldığı The Godfather (Baba-3) filminden bir replik önerelim: “Düşmanlarından nefret etme. Muhakemeni etkiler.” Bu durum, Z Kuşağı hakkında tek bir bilimsel atıfta bulunmadan ya da tek bir kitabın sayfasını çevirmeden ahkâm kesme sonucunu doğurur. Mahcup eder, utandırır. Cüneyt Arkın ve Yılmaz Güney’den Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul’a bağ kurarak “81 ildeki üyelerini hafiye gibi görevlendirdi”ğini iddia etmek ve devlet memuru olan bu üyeleri “Ensar, TÜRGEV, TÜGVA, Hizmet Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İHH, Türkiye Diyanet Vakfı, Hayrat Vakfı, İyilik Yardımlaşma Derneği”nin peşine taktığını öne sürmek; eğer geniş bir hayal gücünün ürünü değilse Eğitim Sen camiasına yönelik bir iftira/ifşa niteliğindedir. "Merdi Kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler.” durumudur.

Yankı odasından dışarı çıkmayı başarabilenler ne demek istediğimizi daha iyi anlama imkânına kavuşacaktır. Diğer türlü kendi seslerinin yankısıyla baş başa kalırlar ki…

Murat Kenan Erdem