Kiracı ve ev sahipleri arasındaki ilişki, son dönemde özellikle büyükşehirlerde artan kira fiyatları nedeniyle giderek karmaşık bir hal alıyor. Yüzde 25 zam sınırının kalkması ve kira artışlarının TÜFE'ye göre ayarlanması ile kira bedelleri hızla yükselirken, bu durum hem kiracıları hem de ev sahiplerini farklı açılardan zor durumda bırakıyor.
Ev sahipleri, kiracıların kira ödeme kapasitelerini garanti altına almak için çeşitli koşullar öne sürmeye başladılar. Bunlar arasında 'memur olma', 'maaş bordrosu sunma', 'mevcut iş yerinde üç yıl çalışma', 'hanede iki kişinin çalışması veya bir emekli olması' ve 'kefil' gibi şartlar bulunuyor. Hatta bazı ev sahipleri, kiracılardan Findeks raporu dahi talep ediyor. Bu durum, kiralık ev arayanların işini daha da zorlaştırıyor.
Bahçeşehir'de emlakçılık yapan bir esnaf, hem ev sahiplerinin hem de kiracıların mevcut ekonomik şartlar altında haklı olduğunu belirtiyor. Ev sahipleri, kiralarını düzenli olarak alabilmek için memur gibi düzenli geliri olan kiracılar ararken, asgari ücretli ve emekliler artan kira bedelleri karşısında zorlanıyor.
Emlakçıda konuşan bir ev sahibi, İsmet Kasapoğlu, bir yıl boyunca kiracısından kira alamadığını ve bu durumun kendisini mali açıdan zorladığını ifade ediyor. Bu nedenle, yeni kiracılar için belli şartlar sunmanın doğal olduğunu savunuyor. Asgari ücretli ve emekli kiracılar ise, bankaların bile bu kadar şart istemediğini belirterek, devletten bu duruma bir çözüm getirmesini talep ediyor.
Bu süreçte hem kiracıların hem de ev sahiplerinin yaşadıkları zorluklar ve talepler göz önünde bulundurulmalı. Kiracıların kira ödeme kapasitelerini destekleyecek politikalar geliştirilmeli, aynı zamanda ev sahiplerinin de mali güvenlikleri sağlanmalıdır. Ortak bir çözüm bulunmadığı sürece, kira piyasasındaki bu gerginlik devam edecek gibi görünüyor.
