1 Eylül 2023 tarihinden sonra geçerli olan zorunlu arabuluculuk yöntemi ile beraber mülk sahibi, kiracı ve diğer anlaşmazlıklara yönelik sıkıntılar çözülmeye başladı. Yaklaşık 5 aylık bir zaman diliminde 63 bin 125 arabuluculuk sistemi ile sonuca varıldı.

Arabulucu Avukat Umut Metin ev sahibi ve kiracı uyuşmazlıkları sonucunda arabulucu huzurunda çözüme kavuşmuş 3 önemli olayı ifade etti. Avukat Umut Metin’in yaptığı değerlendirmeler şöyle:

AK Parti'de MYK'nın perde arkası AK Parti'de MYK'nın perde arkası

‘1 MİLYON 415 BİN BAŞVURU’ 
“2023 yılında arabuluculuğa 1 milyon 415 bin başvuru yapıldı. Bunun 925 bininde anlaşma sağlandı, 485 binde anlaşmama sonucuna varıldı.

Rakam şunu gösteriyor: Arabuluculuğa yapılan başvuruların yaklaşık yüzde 66’sında anlaşma sağlanabiliyor. Arabuluculukla müzakere yapan, arabulucular huzurunda birbirini anlamaya çalışan 10 arabuluculuk girişiminin 7’si anlaşma ile sonuçlanıyor. Bu toplumsal barış için çok kıymetli bir orandır.

‘SADECE KİRA DEĞİL TÜM DAVALARDA AZALMA’ 
Ayrıca sadece kira davalarında değil, tüm davalarda azalma oldu. Eğer anlaşma varsa sorun yoktur, sorun yoksa dava da yoktur. Bu nedenle kira davalarında bir azalma net bir şekilde oldu.


‘5 AYDA DAVA SAYISI 30 BİN’ 
Geçmişte aylık kira dava sayısı 20 bin kadardı. 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren arabulucular huzurunda görülen arabuluculuk toplantılarının 63 bin 125’inde anlaşma sağlandı.5 aylık sürece baktığımızda 63 bin anlaşmayı görüyoruz. 5 ayda anlaşamayıp dava açanların sayısı 30 bin.

ARABULUCULUK ÖRNEĞİ: ‘KİRAYI AZ ARTIRIYORUM, 1 YIL SONRA EVDEN ÇIK’ 
Yaşanmış birkaç arabuluculuk örneğinden bahsetmek gerekirse ilk örnekte mülk sahibi daha yüksek kira bedeli talep ediyordu.

Ancak kiracının bu yüksek kira bedelini ödeme isteği yoktu. Bu nedenle şöyle bir yaklaşımda bulunuldu.‘Kira çok düşük oranda artırılsın ama 1 yıl sonrasında tahliye taahhüdü verilsin’ denildi. Böylece kiracının kira bedelinde çok ufak bir artış yapıldı ancak bir yıl sonrasına tahliye taahhüdü verilerek taraflar arasında sorun giderildi.

Mülk sahibi daha düşük bir kiraya razı oldu, kiracı ise yüksek bir kira ödemeyerek 1 yıllık sürede kendisine yeni bir ev bulma konusunda mutabık kaldı.

İKİNCİ ÖRNEK: EV SAHİBİ TAŞINMA MASRAFLARINI ÖDEDİ 
İkinci arabuluculuk örneğinde ise kiracı ile kiraya veren arasında evin tahliyesine ilişkin sorun yaşanıyordu. Mülk sahibinin eve ihtiyacı olduğunun kiracı farkındaydı ancak taşınma sırasında oluşacak maliyetler vardı. Burada kiracı toplam masrafının 50 bin TL olacağını söylüyordu. Bunun üzerine mülk sahibinin taşınma masraflarını ödemesiyle bir anlaşma sağlandı.

Kiracı aynı kiraya başka bir ev buldu, bu arada oluşacak ek maliyetleri mülk sahibi ödedi.

‘3+1 EV 2+1’E DÜŞÜRÜLDÜ, 1 ODAYI EV SAHİBİ DEPO YAPTI’ 
Bir diğer örnekte eve ihtiyacı olduğunu söyleyen mülk sahibi arabuluculuğa başvurdu. İhtiyaç sebebiyle tahliye davası açılacaktı. Taraflar arabuluculuk vasıtasıyla eve ihtiyaçlarının olduğunu beyan etti. Müzakere ettikçe ihtiyacın şu şekilde olduğu görüldü: Ev sahibinin İstanbul’da tek bir evi vardı. Evine taşınmak istemesinin sebebinin aslında eşyalarını bu evde bırakmak olduğu anlaşıldı. Çünkü 1 yıl süre ile yurt dışında bir görevi vardı.


Kiracı aslında ev sahibinin yaşamayacağını ve eşyalarını koymak için eve ihtiyacının olduğunu fark etti. Tahliyeden ziyade evin belli bir kısmının kullanılıp kullanılmayacağı üzerinde duruldu. Mülk sahibinin bir depo ihtiyacı vardı, ev ise 3+1 bir evdi. 3+1 evin, 2+1 şeklinde kira bedeli artmaksızın kullanılmasına karar verildi. 1 yıl süre ile anahtarlarının mülk sahibinde kalması suretiyle odanın ev sahibinin kullanımına sunulmasına karar verildi.

Taraflar 14-15 ay gibi bir süre sonrasında evin tahliyesi konusunda anlaştılar. Böylece kira bedelinin artırılmaması konusunda anlaşıldı. Kiralanan alanın 3+1’den 2+1’e dönüştürülmesi konusunda anlaşıldı. Ev sahibinin ihtiyacının olduğu konusunda hemfikir olundu, böylece mülk sahibi bir depo kiralama yükünden kurtuldu.

Kiracının evi 15 ay sonra tahliye etmesine ilişkin de bir tahliye taahhütnamesi imzalanmış oldu. Birçok talebin bir arada değerlendirildi bir anlaşma oldu.” şeklinde olduğunu belirtti.