Bu teknoloji sayesinde, havada asılı, yüzey ve yüzeyin altına tutunmuş olan virüsler, elektromanyetik enerji ile saniyede milyarlarca kez titreştirilip rezonansa giriyor. Böylece kovit-19 virüsünün dış çeperi parçalanarak bulaşamaz hale geliyor. İnsan sağlığı ve ortam konforu üzerine de teknolojiler geliştiren firmanın Kurucu Ortağı Melih Ballıkaya ve Yönetim Kurulu Üyesi Nazım Yavuz geliştirdikleri teknolojiyi anlattı. Melih Ballıkaya, “Geliştirdiğimiz teknolojinin ismi 'vironance'. Virüs ve rezonans kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşuyor. Elektromanyetik bir alan içerisinde virüslerin kabuklarını titreştirerek, inaktif hale getiren bir teknoloji. Biz 5 ay içerisinde çok yoğun bir çalışma yaparak geliştirdik. Bu aslında yeni bir teknoloji. Bir çok ürüne entegre edilebilir bir durumda. Örneğin; iklimlendirme sistemlerine, asansörlerin butonlarına, insanların sürekli dokunduğu ve bulaş riskinin yüksek olduğu yerlere entegre edilerek oralarda virüs bulaş riskinin azaltılmasına destek olacak bir teknoloji" dedi. "TÜRKİYE'DE ÜRETİLEBİLECEK ŞEKİLDE BUNLARIN HEPSİ DİZAYN EDİLDİ" Ballıkaya, “Aslında bir teknolojinin ticarileştirilmesinden bahsediyoruz. Önümüzdeki süreçte bunlara hızla devam ediyoruz. Bunlara öncelikli alanlar belirledik. Şu an öncelikli, perakende mağazaları, AVM'ler, okullar gibi öncelikli alanlarımız var. Bunlara odaklandık, buralardaki problemleri çözmeye. Bundan sonra yavaş yavaş evlere ve potansiyel bu işi kullanacak, ihtiyaç olacak yerlere doğru uygulamalarımızı genişleteceğiz. Burada bir değil bir sürü ürün var. Teknoloji ve ürün kavramları birbirine çok karışıyor. Bu geliştirdiğimiz şey yeni bir teknoloji. Bu teknoloji ile virüsü inaktive edebiliyorsunuz. Bu teknolojiyi uyguladığınız bir küçük ev aleti veya beyaz eşya bulunduğu ortamda virüsleri inaktive edebilir hale gelecek. Bunun üzerine çalışıyoruz, bir sürü uygulama alanı olacak. Şu an pilot uygulamalara başladık bu teknoloji ile alakalı. Yakında yani birkaç hafta sonra ilk imalatları, ilk teslimleri yapacağız. Ondan sonra da çok hızlı bir şekilde Türkiye'deki yan sanayiye uygun, Türkiye'de üretilebilecek şekilde bunların hepsi dizayn edildi ve kullanıma açık olacak" diye konuştu. "BULUŞUN KAYITLARA GEÇMESİ İÇİN 4 TANE ULUSLARARASI PATENT BAŞVURUNSAN BULUNDUK" Ballıkaya, “Biz İTÜ ARI TEKNOKENT'teyiz, burada teknoloji geliştiriyoruz. Burada çok kıdemli ve kıymetli bir AR-GE ekibimiz var ve burada geliştirdiğimiz bir teknoloji. Fakat firmamızın Danimarka'da da bir ofisi var, orada da uzun süredir faaliyet gösteriyor. Bugün Amerika'da da bunun tanıtımlarına başladık. Zaten bu teknolojiyi geliştirirken, uluslararası bütün literatürü, bütün kaynakları, bütün dünyada bu konuyla uğraşan, uğraşmaya başladığını anons eden kaynakların hepsini taradık. Dünyada uğraşan çok büyük kurumlar ve kuruluşlar var, bunları biliyoruz. Bilmediklerimiz de vardır tabi ki ama şu an ilk hedefe ulaşan firma olmanın mutluluğunu taşıyoruz. Dünyada bizim burada yaptığımız buluşun kayıtlara geçmesi için 4 tane uluslararası patent başvurunsan bulunduk, Avrupa Patent Ofisi'ne, PCT'ye ve Türk Patent Enstitüsüne 4 ayrı patent başvurumuz oldu. Bunu daha da geliştiriyoruz" şeklinde konuştu.