Dünya Bankası, Türkiye'nin Ülke İşbirliği Çerçevesi (CPF) kapsamında 17 milyar dolarlık finansman desteği ile birlikte ülke portföyüne ek olarak 18 milyar dolarlık finansman desteğini geçtiğimiz aylarda onayladı. Bu, Türkiye'nin Dünya Bankası tarafından sağlanan en büyük üçüncü ülke programı oldu. Bu finansman desteği, Türkiye'nin ekonomik iyileşmesi ve sürdürülebilir kalkınması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, bu finansman desteğinin ağırlıklı olarak 6 Şubat 2023 depremlerinden etkilenen bölgelerde ekonomik toparlanmayı ve iklim değişikliği ile mücadele için gerekli tedbirleri desteklemek amacıyla kullanılacağını açıkladı. Ayrıca, bu destek kapsamında belirlenmiş ve onaylanmış çeşitli projeler bulunmaktadır. Örneğin, ihracatçılara destek sağlayan Eximbank'a, Avrupa Birliği'nin sınırda karbon yönetmeliğine uyum için şirketleri finanse etme amacıyla 660 milyon dolarlık bir garanti verildi. Bunun yanı sıra, salınımları azaltmayı hedefleyen firmaların yatırımlarını desteklemek için 400 milyon dolarlık bir operasyon ve çatılardaki güneş panellerinin yaygınlaştırılmasını teşvik etmek için 600 milyon dolarlık bir operasyon da onaylandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kaza Bizleri Derinden Üzdü Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kaza Bizleri Derinden Üzdü

Lopez ayrıca, depremden etkilenen bölgelerdeki mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeleri desteklemeyi amaçlayan bir operasyonun haziran ayında onaylandığını belirtti. Bu operasyon, deprem sonrası ekonomik canlanmayı ve iş gücüne destek olmayı hedeflemektedir.

Öte yandan, Hazine Bakanı Mehmet Şimşek'in liderliğinde yürütülen ekonomi politikaları da Dünya Bankası tarafından olumlu bir şekilde değerlendirilmektedir. Lopez, mevcut ekonomi politikalarını övmüş ve ikinci yarıda ekonomide bir düzelme beklediklerini ifade etmiştir. Ayrıca, Türkiye'ye yönelik yabancı yatırımlarda pozitif bir eğilim gözlemlendiğini de belirtmiştir.

Ancak, finansman desteğinin Kanal İstanbul projesini finanse edip etmeyeceği sorusu da gündeme gelmiştir. Lopez'e göre, bu proje Ülke İşbirliği Çerçevesi'nin bir parçası olmadığı için finansman desteğinin içinde bulunmamaktadır. Bu açıklama, projenin finansman kaynağı konusundaki belirsizliği gidermeye yöneliktir.

Kanal İstanbul projesinin mevcut Ülke İşbirliği Çerçevesi içinde yer alıp almadığını sorulan Lopez “Kanal projesi, hükümet ile Dünya Bankası ile yürütülmüş görüşmelerin bir parçası olmadığı için Ülke İşbirliği Çerçevesi içinde yer almıyor" yanıtını verdi.