6 Şubat'ta Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7'lik ve Elbistan merkezli 7.6'lık iki büyük depremde 38 bin üzerinde vatandaş hayatını kaybetti, binlerce vatandaş da evinden oldu.

Deprem bölgelerinde yaşanan yıkımlar altyapı yatırımlarını zarara uğrattı. Bundan dolayı su şebekelerinde arızalar meydana geldi ve şebeke suyunun kalitesi konusunda bazı sorunlar ortaya çıktı. Aynı şekilde depremzedeler evlerine giremediği için sokakta veya parklarda kurulan çadır konteynır gibi geçici barınma unsurlarını sığındı. 

Depremden etkilenen vatandaşlar, diğer illerdeki KYK öğrenci yurtlarına yerleştiriliyor. Bölgelerde çadır kentler ve konteynır kentler kuruluyor. Tatil bölgelerindeki otel, apart ve pansiyon gibi yerleşkelerde kalıyorlar.

Bu sıralar deprem bölgesindeki kaygılarıdan biri de Suriye'deki deprem bölgesinde patlak veren kolera salgını, sınırdan Türkiye tarafına da geçebilir mi sorusu. Bir hastalık endişesi de tetanos hastalığı.

Tetanos kişiden kişiye bulaşmadığı için aşıyla önlenebilen diğer hastalıklardan farklı bi hastalık.  Tetanos hastalığına sebep olan  Clostridium tetani, oksijensiz ortamda özellikle nemli ve ılık topraklarda, tozlarda ve gübrelerde yıllarca canlı kalabilen, insan ve hayvanların sindirim sistemlerinde de yaşayabilen bir bakteri.

İnsanlara kontamine objelerle (tırnak, iğne, çivi gibi) oluşmuş kesiklerden ya da toz, toprak, dışkı veya tükürükle kirlenmiş yaralardan, yanık ve kazalarda meydana gelen ölü dokulardan, yeni doğanlarda göbek kordonundan bulaşabilir.

Enkaz altından çıkan vatandaşlar paslı demir ve molozlar aralarından çıkıyor. Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlar tetanos riski taşıyor mu? Bunun için aşı olmaya gerek var mı sorusu akıllara geldi.

Prof. Dr. Yavuz Tetanos aşılarının herkese değil sadece yaralanmış olan bireylere yapılması gerektiğini söylerek içleri ferahlattı.

Prof. Dr. Yavuz aynı şekilde bölgedeki yıkım sonucunda sokak hayvanları ve evcil hayvanlarının serbest kaldığını belirterek kuduz hastalığının bulaşabilme ihtimalinden bahsetti.

Prof. Dr. Yavuz, "Dışarıda başıboş hayvan sayısı da arttığı için ve Türkiye'de de evcil hayvan kuduzu dediğimiz; yani sokak köpeklerinde kuduz olabileceği için, o yönde ısırıklar da artabilir. Çünkü herkes dışarıda şu anda. Kuduz aşısında Türkiye bir sorun yaşıyordu. Ama deprem bölgesine yeterince aşı ulaştırılmış. Bütün Türkiye'de kuduz aşısıyla ilgili bir tedarik sorunu vardı, o ne aşamada bilmiyorum ama deprem bölgesinde kuduz aşısı sıkıntısı yok şu anda. Vatandaşlarımızın bu anlamda korkmasına gerek yok. En kritik konu çocukluk çağı aşıları. Birinci basamak sağlık hizmetleri (aile hekimliği) çok aksamış durumda şu anda. Mobil sağlık ekipleriyle bunun gerçekleştirileceğini öğrendik. Ama birinci basamak hizmeti veren insanların kendisi de depremzede şu anda. Dışarıdan gelen ekiplerle kurulmaya çalışılıyor. Bir diğer sorun da örneğin Antakya'da sağlık kurumlarının bir çoğu şehir dışına konumlanmış. Hasta hisseden vatandaş doktora gitmek için bulunduğu çadır kente ambulans çağırmak zorunda kalıyor. Ulaşım için bir çözüm olmalı ki hekime başvuruda gecikme olmasın. Bir de, elle dahi olsa, yazılı olarak salgın izlemi yapılması gerekiyor. 5 hastalık için bu başlatılmış, ishalli, döküntülü, solunum yolu hastalıkları gibi. Salgını erkenden farketmemiz için çok önemli. 5 ilde başlamış kalan 6 ile de genişletilmesini bekliyoruz" dedi.